10. Hukuk Dairesi 2014/18989 E. , 2016/38 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraflar avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, taraflar avukatlarının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, 28.06.2011 tarihli iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir ve yapılan masrafların rücuan tahsili istemine ilişkin olup, davacı Kurum, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000,00TL’nin tahsilini istemiş, Mahkemece, talep edilen miktarın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Dosya kapsamına göre, yargılama aşamasında dava açılırken saklı tutulan fazlaya ilişkin haklar kapsamında, tazminat talebi ıslah dilekçesi ile arttırılmış ve 75.874,81TL’nin tahsiline karar verilmesi istenmiştir.
Bilindiği üzere, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 83 ve devamı (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 176 vd.) maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah; taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan bir yöntem olup; iddiayla savunmanın genişletilmesi yasağının istisnaların biridir (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, B. 6, C. IV, İstanbul 2001, s. 3965).
Islah müessesesi, dava değiştirme, başka deyişle iddia ve müdafaanın değiştirilmesi veya genişletilmesi yasağını bertaraf eden bir imkan olmakla; bu suretle, aslında yasal itirazla karşılaşabilecek olan herhangi bir taraf muamelesi, ıslah kurumunun yardımıyla artık bu itirazı davet etmeksizin yapabilmektedir (Prof. Dr. Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuku, C. I, II, B. 5, İstanbul 1992, s. 534).
Yine, müddeabihin (davada talep olunan miktarın) artırılıp artırılmayacağı hususu da bir usul işlemi olup, ıslahın konusudur (Kuru: C. IV, s. 4035).
Mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler doğrultusunda, HMK’nun 177. maddesi kapsamında ıslah dilekçesinin yöntemince tebliği ile ıslaha karşı savunma imkanı sağlandıktan sonra, ıslah ile talep edilen miktar hakkında bir karar verilmesi gerekirken, dava dilekçesinde yazılı miktar esas alınarak rücu alacağına hükmedilmesi isabetsiz bulunmuştur.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraflar avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 18.01.2016 gününde oy birliği ile karar verildi.