Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/4802
Karar No: 2022/5328
Karar Tarihi: 20.06.2022

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/4802 Esas 2022/5328 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2022/4802 E.  ,  2022/5328 K.

    "İçtihat Metni"

    İNCELENEN KARARIN
    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SAYISI : 2020/744 E., 2022/182 K.
    SUÇ : Kasten yaralama
    HÜKÜM : Mahkûmiyet
    TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
    Uşak 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 27.01.2022 tarihli ve 2020/744 Esas, 2022/182 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine yapılan ön inceleme neticesinde gereği düşünüldü:
    1. Sanık hakkında Mahkemece, 25.02.2016 tarihli ve 2013/659 Esas, 2016/241 Karar sayılı ilâmı ile kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 58 inci maddesinin 6 ncı fıkrası uyarınca 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir. Söz konusu hükmün, Yargıtay (birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 10.09.2020 tarihli ve 2020/4165 Esas, 2020/10382 Karar sayılı ilâmıyla;
    "1) Sanığın eylemi neticesinde mağdurda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak Uşak Devlet Hastanesinde görevli ortopedi uzmanınca tanzim olunan 15.08.2013 tarihli raporda, “Sağ el 1. parmak voler yüzde 2 cm.'lik cilt kesisi, basit tıbbi müdahale ile giderilemez.” şeklindeki açıklamaya yer verildiği halde, aynı kurumda görevli beyin cerrahi uzmanınca tanzim olunan aynı tarihli raporda, “darba bağlı kafa travması, hayati tehlike geçirmemiştir, basit tıbbi müdahali ile giderilir.” şeklinde görüş belirtilmesi karşısında, hükme esas alınan raporun kendi içinde çelişkili olduğu nazara alınarak, mağdura ait tüm tedavi evrakları, varsa film ve grafileri ile geçici ve kesin raporlarının en yakın Adli Tıp Kurumu ilgili Şube Müdürlüğüne gönderilmesiyle mağdurda meydana gelen yaralanmaların niteliğine ilişkin 5237 sayılı TCK’nin 86. ve 87. maddelerinde belirtilen ölçütlere uygun, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kesin rapor temini ile sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile çelişkili rapora istinaden yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.11.2018 tarihli, 2018/17-339 Esas ve 2018/536 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, hüküm tarihinde Uşak E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan hükümlü olarak bulunan ve duruşmalardan bağışık tutulma talebi de bulunmayan sanık, hüküm duruşmasına getirtilmeden ya da SEGBİS sistemi aracılığıyla duruşmada hazır edilmeksizin hakkında mahkumiyet hükmü kurulması suretiyle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (Ludi/İsviçre, B. No: 12433/86, 15/06/1992 P. 49/50; Artico/İtalya, B. No: 6694/74, 13/5/1980 P. 33; Sejdovic/İtalya, B. No: 56581/00, 1/3/2006 P. 81) kararlarında belirtildiği üzere savunma hakkı kısıtlanarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Adil yargılanma hakkı” başlıklı 6. maddesine, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nin 196. maddesine muhalefet edilmesi,
    3) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,"
    Nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
    2. Mahkemece bozma ilâmının gereği olarak mağdur hakkında Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı Uşak Adlî Tıp Şube Müdürlüğünden temin olunan 10.11.2020 tarihli adlî muayene raporunda mağdurdaki yaralanmanın niteliğinin basit bir tıbbî müdahale ile giderilebilir ölçüde hafif olduğunun belirtilmesi üzerine 27.01.2022 tarihli ve 2020/744 Esas, 2022/182 Karar sayılı ilâmı ile sanık hakkında, kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 maddesinin birinci fıkrası, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 251 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 58 inci maddesinin 6 ncı fıkrası uyarınca 1 ay 26 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir. Bahse konu kararın temyizi üzerine dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
    3. Uşak 1. Asliye Ceza Mahkemesinin mezkûr hükmü, 5271 sayılı Kanun’un, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle yeniden düzenlenen “Basit yargılama usulü” başlıklı 251 inci maddesi ve bu maddeye ilişkin Anayasa Mahkemesinin, 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas, 2020/33 Karar sayılı iptal kararı neticesinde oluşan durum kapsamında değerlendirildiğinde; asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra kovuşturma yapılması izne ya da talebe bağlı olanlar dışında adlî para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik hâlleri gibi sanığın kusur yeteneğini etkileyen durumlardan biri veya birkaçı bulunmayan hâllerde basit yargılama usûlünün uygulanabileceği, suçun basit yargılama usûlü kapsamına girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması durumunda ise bu usûlün uygulanamayacağı anlaşılmıştır.
    4. Aynı düzenlemeye göre; Mahkemece basit yargılama usûlünün uygulanmasına karar verilmesi hâlinde iddianamenin, sanık, varsa mağdur ve şikâyetçiye tebliğ edilerek beyan ve savunmalarını on beş gün içinde yazılı olarak bildirmelerinin isteneceği, tebligatta duruşma yapılmaksızın hüküm verilebileceği hususunun da belirtilmesinden sonra gerekirse toplanması gereken belgeler, ilgili kurum ve kuruluşlardan talep edildikten sonra duruşma yapılmaksızın 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinde belirtilen kararlardan birine hükmedilebileceği anlaşılmıştır
    5. Mahkeme tarafından mahkûmiyet kararının verildiği hâllerde, belirlenecek sonuç ceza miktarı üzerinden 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesine göre dörtte bir (¼) oranında indirim uygulanacağı, koşulların bulunması hâlinde de kısa süreli hapis cezası belirlenmiş ise seçenek yaptırımlara çevrilebileceği veya hapis cezasının ertelenebileceği ya da uygulanmasına sanık tarafından yazılı olarak karşı çıkılmaması kaydıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği belirlenmiştir.
    6. İlgili hükme göre; Mahkemece kurulan hükümde, itiraz usûlü ile itirazın sonuçlarının belirtileceği, 5271 sayılı Kanun’un 252 nci maddesine göre, bu şekilde verilen kararların itiraz yoluna tabi olduğu, itiraz üzerine ise hükmü veren Mahkemece duruşma açılarak genel hükümlere göre yargılamaya devam olunacağı, bu aşamadan sonra ise Mahkemenin, 5271 sayılı Kanun’un 252 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca hüküm verirken, sanığın itirazı hâlinde daha önce 251 inci madde kapsamında basit yargılama usûlüne göre verdiği hükümle bağlı olmadığı, ancak itirazın sanık dışındaki kişiler tarafından yapıldığı hâllerde 251 inci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca yapılan indirimin korunacağı, bu şekilde kurulan hükümlere karşı genel hükümlere göre kanun yoluna başvurulabileceği anlaşılmıştır.
    7. Yukarıda (1) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmı üzerine yeniden yapılan yargılamada bozma ilâmına uyulmasına karar veren Mahkemenin, soruşturma aşamasında toplanmış delillerle, ilgili kurum ve kuruluşlardan re’sen toplanması gereken belgeleri dikkate alarak davada basit yargılama usûlünün uygulanıp uygulanmayacağı hususunda bir karar vermesi gerekmekte iken Mahkemece, bozma ilâmının gereği olarak adlî tıp kurumundan yeni bir adlî muayene raporu temini yoluna gidilmesinde zorunluluk bulunduğunun göz ardı edilmiştir.
    8. Basit yargılama usûlünün uygulanmasına karar verildiği takdirde Mahkemece, iddianame ve Yargıtay bozma ilâmı sanığa tebliğ edilerek, tebligatta “Duruşma yapılmaksızın hüküm verilebileceği, hakkında mahkûmiyet hükmü kurulması durumunda cezasının dörtte bir oranında indirileceği, koşulları bulunması hâlinde kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilebileceği veya hapis cezasının ertelenebileceği ya da uygulanmasına yazılı olarak karşı çıkmaması kaydıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği” belirtilerek beyan ve savunmalarını on beş gün içinde yazılı olarak bildirebileceği ihtar edildikten sonra 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü ve dördürcü fıkralarına göre bir hüküm kurulacaktır.
    9. İnceleme konusu dava dosyasında Mahkemece, sanığa bahse konu ihtarı içeren açıklamalı davetiye gönderilmediği gibi duruşma açılmak suretiyle hüküm kurulduğu, ayrıca bozma ilâmının gereği olarak maddî vakıa araştırması yoluna gidildiği, yeni delil toplandığı, ancak buna rağmen sanık hakkında kurulan hükümde Anayasa Mahkemesinin, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas, 2020/33 Karar sayılı iptal kararı gözetilerek 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca sonuç ceza miktarı üzerinden dörtte bir (1/4) oranında indirim yapıldığı, sanığın bu hükme yönelik temyiz başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır.
    10. 5271 sayılı Kanun’un 264 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer verilen; “Kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunun veya merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmaz.” şeklindeki düzenleme nedeniyle kanun yolunda hatanın re’sen dikkate alınacağı anlaşıldığından, sanığın temyiz dilekçesinin karara itiraz mahiyetinde olduğu sonucuna varılmıştır.
    11. Sanığın bu itirazı nedeniyle artık basit yargılama usûlü uygulanamayacağından, Mahkemece yeniden duruşma açılarak genel hükümlere göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Bu durumda Mahkeme, daha önce 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesi kapsamında basit yargılama usûlüne göre verdiği hükümle bağlı olmadığından, genel hükümlere göre hüküm kurulacak yeni hükümde, dörtte bir (1/4) oranındaki indirim uygulanmayacaktır. Bu hükme karşı genel hükümlere göre kanun yoluna gidilebilecektir.
    12. Temyiz incelemesine konu hüküm yönünden sanığın, 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrasının tatbiki ile dörtte bir (1/4) oranında ceza indirimi uygulanmak suretiyle kurulan hükme itiraz ettiği, Mahkemece aynı Kanun’un 252 nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca yeni bir hüküm kurulmaksızın dava dosyasının Yargıtaya gönderildiği belirlenmiştir.
    Mahkemece, basit yargılama usûlü ile ilgili usûlî işlemler yerine getirilmemiş olsa da sanık hakkında belirlenen sonuç cezadan 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesi uyarınca dörtte bir (1/4) oranında ceza indirimi uygulanması nedeniyle basit yargılama usûlünün uygulandığı görülmekle, bu kapsamda verilen kararın 5271 sayılı Kanun’un 252 nci birinci fıkrasına göre itiraza tabi olması nedeniyle, vaki itiraz hakkında, aynı Kanun’un 252 nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca hükmü veren Mahkemece karar verilmesi gerektiğinden, dava dosyasının, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle İNCELENMEKSİZİN İADESİNE,
    Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
    20.06.2022 tarihinde karar verildi.





    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi