BAM Hukuk Mahkemeleri Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1143 Esas 2019/994 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2018/1143
Karar No: 2019/994
Karar Tarihi: 04.11.2019

BAM Hukuk Mahkemeleri Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1143 Esas 2019/994 Karar Sayılı İlamı

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ


ESAS NO : 2018/1143 Esas
KARAR NO : 2019/994


DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/11/2018
KARAR TARİHİ : 04/11/2019
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 06/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;
Müvekkillerinin davalıya verdiği mal ve hizmet karşılığı davalının müvekkilerine cari hesaptan bakiye borcu olduğunu, davalının borcunu ödemediğini açılan icra takibinede haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini icra inkar tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.

Davalıya usulüne uygun olarak tebligat yapılarak hukuki dinlenilme hakkı tanınmış, ancak cevap dilekçesi ibraz edilmediğinden davalı taraf davayı inkar etmiş sayılmıştır.

DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki faturayalara dayalı ticari ilişki nedeni ile davacının davalıdan alacaklı olduğundan bahisle başlattığı icra takibine davalının itirazı üzerine İİK'nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmışır.
Davacı tarafça gösterilen tüm deliller toplanmıştır (Davalı taraf davaya cevap vermemiş ve herhangi bir delil de bildirmemiştir).
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, ancak davalı kendisine yapılan tebligata rağmen inceleme gününde defter ve belgelerini bilirkişi incelemesine sunmamıştır. Bilirkişi tarafından davıacı tarafça sunulan defter ve belgelerin incelenmesi sonucunda düzenlenen 18/06/2019 tarihli SMMM bilirkişi raporunda, özetle; davacı defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahibi lehine delil kudretine haiz olduğu, davalı şirket tarafından 2018 yılı içerisinde toplam 162.195,00 TL tutarında ödeme yapıldığı, davacı defter ve belgelerine göre takip tarihi itibariyle 1.671,97 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu alacağın davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu anlaşılmış olup, aynı defterlerde davalı tarafça yapılan ödemeler de kayıtlıdır. Dolayısıyla taraflar arasında ticari mal alışverişi bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf, yasal yükümlülüğü gereği tutmakla yükümlü bulunduğu ticari defterleri mahkememize ibraz etmiş, ancak davalı taraf kendi ticari defterlerinin ibrazdan kaçınmıştır. Mahkememizce bu konudaki ara kararda, defterlerin ibraz edilmemesi durumunda diğer tarafın beyanını kabul edebileceği de belirtilmiş olup bu husus davalıya yapılan tebligata da şerh düşülmüştür. Kendi yükümlülüğünü yerine getirerek ticari defterlerini usulüne uygun olarak tutup mahkememize ibraz eden davacı taraf ile kıyaslandıında, kendi ticari defterlerini ibrazdan kaçınarak davacının alacağını ispatlamasını zorlaştıran davalı tarafın hukuk düzeni tarafından korunmaması gerekmektedir. Bu konuda Yargıtay 15.HD.'nin 13/06/2017 tarih ve 2016/2310 E 2017/2537 K sayılı kararı da benzer nitelikte olup, bu kararda "Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK'nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK'nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK'daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır" denilmiştir.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller ve özellikle davacı tarafın ticari defter kayıtları göz önünde bulundurulduğunda; davacı alacağının ispat edildiği, davalının borca itirazının haksız olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne, alacağın miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne şeklinde davanın değeri fgöz önünde bulundurularak kesin olarak karar vermek gerkemiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE
Davalının Bakırköy ..... İcra Müd...... esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile, takibin aynen devamına,
Asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 114,21.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 35,90.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 78,31.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90.-TL başvurma harcı ve 35,90.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 610,20.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.671,97.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/11/2019

Katip ...
¸e-imzalıdır


Hakim ...
¸e-imzalıdır




Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.