13. Hukuk Dairesi 2019/2346 E. , 2019/5878 K.
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, avukat olduğunu, davalı ... ..."in diğer davalı ..."tan satın almış olduğu aracın devrinin verilmemesi üzerine alacağın tahsili için kendisine vekalet verildiğini, vekaletnameye binaen davalı ..."a önce ihtarname gönderdiğini, bunun üzerine davalıların aralarında protokol düzenlediklerini, taahhüde uyulmaması nedeniyle davalı ... hakkında icra takibi yaparak aracın kaydına haciz konulduğunu, davalıların birlikte anlaşmaları üzerine ... ... tarafından haksız yere azledildiğini, haksız azil nedeniyle vekalet ücretini tahisili için davalılar hakkında icra takibine başlandığını, Avukatlık Kanunu 164. 165. maddeleri gereği her iki davalının, vekalet ücretinden sorumlu olduklarını, 2014 yılı ... gereğince hesaplanan ... ... için 4.413,34 TL, ... için 4.413,34 TL olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., davanın reddini dilemiş, diğer davalı cevap dilekçesi vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile; 8.626,65 TL alacak yönünden itirazın iptali ile, bu kısım alacak için icra takibinin kaldığı yerden devamına, bakiye talebin reddine, likit olmayan alacaktan dolayı davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı asil 14.6.2019 tarihli dilekçe ve temyiz talebinden feragat ettiği için temyiz talebinin reddine,
2-Davalının temiyizi yönünden dava, vekalet ücreti alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, davacının davalılardan ... ...’e vekaleten diğer davalıya karşı başlatmış olduğu icra takibi sonrasında tarafların 28.08.2014 tarihli uzlaşma protokolü ile sulh oldukları dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı, haksız azil nedeniyle vekil olarak takip ettiği icra dosya nedeniyle doğan vekalet ücreti alacaklarının tahsilini istemiş, mahkemece, her iki davalı yönünden de davanın kabulüne karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki; kural olarak sonradan yürürlüğe giren yasa hükümlerinin ve İçtihadı Birleştirme Kararlarının kazanılmış hak (usulü müktesep hak) ilkesinin 28.6.1960 tarihli, 21/9 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince istisnai niteliği gereği kesin hüküm halini almamış eldeki davalarda da gözetilmesi ve uygulanması gerekeceği tartışmasızdır.
Yargıtay İçtihatı Birleştirme Büyük Genel Kurulu tarafından 05.10.2018 tarihinde 2017/6 esas 2018/9 karar sayılı ilamla "İçtihadı birleştirmenin konusu, Avukatlık Kanununun 165. maddesinde yer alan ücret dolasıyla müteselsil sorumluluk hallerinden olan sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken akdi vekalet ücretinin girip girmediği hususudur.... Avukatlık bir kamu hizmeti olmakla birlikte ücret karşılığında müvekkiline hukuksal yardım hizmeti sunan avukat ile iş sahibi/müvekkili arasındaki ilişki bir özel hukuk ilişkisidir...Özel hukukta, bir borç ilişkisinden doğan alacak hakkı da nisbi hak niteliğindedir. Böyle olunca alacak hakkı ancak o borç ilişkisi nedeniyle borçlu olan kişi yada kişilere karşı ileri sürülebilir, yargısal kararlarda ve doktrinde borç ilişkilerinin nisbiliği ilkesi denilen bu ilke uyarınca sözleşmeler kural olarak yalnızca sözleşmenin tarafları bakımından hüküm ve sonuç doğururlar.... Akdi vekalet ücretinin iş sahibi ile hasmın müteselsil sorumluluğu kapsamında bulunduğunun kabul edilmesi hukuk güvenliği ilkesini zedeleyecektir. Ayrıca vekalet ücreti avukatın yaptığı hukuki yardımın karşılığı olan bir meblağ veya değeri ifade ettiği halde avukattan hiçbir hukuki yardım almayan hasmın, karşı yanın yaptığı sözleşmeden doğan vekalet ücreti nedeniyle onun avukatı lehine müteselsilen sorumlu tutulması, avukatlık ücretinin mahiyet ve amacına da uygun değildir. Tarafların aralarındaki dava ve uyuşmazlığı sulh ile sonuçlandırmaları herşeyden önce dava açılmakla bozulan toplumsal barış ve huzurun yeniden tesis edilmesini sağladığı gibi tarafların bir an önce hak ve alacaklarına kavuşmasını da temin etmektedir. Nitekim 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK" nın 140/2. maddesinde hakimin tarafları sulhe davet edeceği düzenlenerek sulh teşvik edilmiştir. Böyle olunca, usul hukuku bakımından bu kadar önemli bir müessesenin önüne sözleşmenin tarafı olmayan kişinin akdi vekalet ücretinden sorumlu tutulması şeklindeki bir engelin konulması da doğru olmayacaktır. Hal böyle olunca, Avukatlık Kanunu"nun 165. maddesinde düzenlenen "ücret dolasıyla müteselsil sorumluluk" hallerinden olan "sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde" karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken "akdi vekalet ücretinin" dahil olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. " şeklinde karar verilmiş olup, somut olaya ilişkin çıkan bu içtihatı birleştirme kararına göre, davalı ... davacının hak ettiği akdi vekalet ücretlerinden sorumlu olmayacağının kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, yukarıda anlatılan İçtihatı Birleştirme Kararına göre değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle davacının feragat nedeni ile temyiz talebinin reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 29,20 TL harcın istek halinde davalı ..."a iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.