12. Hukuk Dairesi 2018/4951 E. , 2019/232 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu vekili, takibe konu ilamın, kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı tazminata ilişkin olduğunu, 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 Sayılı Yasa ile 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun Geçici 6. maddesi kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirleneceğini, taşınmaza 1973 yılında el atıldığının tespit edildiğini, 12/11/2015 tarihli dosya hesabında tahsil harcının nispi hesaplanmasının hatalı olduğunu ileri sürerek anılan tahsil harcının maktu olarak hesaplanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 Sayılı Yasanın 21. maddesi ile değişik 2942 Sayılı Yasanın Geçici 6. maddesinin 7. fıkrasında; ""Bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir."" Yine 13. fıkrasında da; ""4.11.1983 tarihinden bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihe kadar kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazların idare tarafından kamulaştırılması hâlinde kamulaştırma bedeli ve mahkemelerce malikleri lehine hükmedilen tazminatlar için de bu maddenin on birinci fıkrası, bu fıkra kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılan her türlü davalarda ise yedinci fıkra hükümleri uygulanır."" düzenlemeleri mevcuttur.
Ancak 6487 Sayılı Yasayla değişen, 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası, Anayasa Mahkemesi’nin 13/11/2014 tarihli, 2013/95 Esas 2014/176 sayılı Kararı ile iptal edilmiştir. İptal kararının Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak altı ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiş ise de; Anayasa"nın 11. maddesinde, Anayasa"nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesi düzenlenmiş, 138. maddesi ise hakimlere herşeyden önce Anayasa"ya uygun olarak hüküm verme yetkisi tanımıştır. Anayasa"nın 11 ve 138. maddeleri, hakime Anayasa"ya aykırılığı saptanmış, yasa hükmünü iptal kararı yürürlüğe girmemiş olsa bile uygulamama yetkisini hatta yükümlülüğünü
vermektedir. Zira iptal edilen hükmün uygulanması, hak arama hürriyetinin içini boşaltma anlamına gelecek ve Hukuk Devleti ilkesi ihlal edilmiş olacaktır. Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesi ve Danıştay"ın iptal kararının yürürlüğe girmemiş olması halinde dahi Anayasa"ya aykırılığı saptanmış yasa hükümlerinin uygulanamayacağına işaret eden kararları vardır. Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararını duyurması, iptal edilen Yasanın uygulanmasını durdurucu bir tedbir niteliğine bürünmektedir. Karar gerekçelerinin yazımı ve yayımlanmasının uzun süre alması karşısında hiç olmazsa iptal kararının duyurulması, Anayasa"ya aykırı yasa hükmünün uygulanmasını engelleyecektir (Turan Yıldırım ... Üniversitesi Hukuk Fakültesi İd. Huk. Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi-Amme İdaresi Dergisi, cilt:26). İptal hükmünün Resmî Gazete"de yayımlanmasından 6 ay sonra yürürlüğe girecek olması Kanun Koyucuya Anayasa"ya uygun yeni yasa maddesi hazırlanması için verilmiş süre olup, bu süre iptal hükmünün uygulanmasını engellemeyecektir.
İdarenin kamulaştırmasız el atma eyleminin 1983 yılından sonrasına ait olup olmadığı konusunda belge ve bilgi bulunmamakta ise el atma eyleminin 1983 sonrası olduğunun kabulü gerekir. 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası Anayasa"ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olmakla uygulanırlığı kalmamıştır. Böylece 1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız el atma bedellerine ilişkin dava ve takiplerde mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin maktu hesaplanması söz konusu olmayıp nispi olarak belirlenmelidir.
04.11.1983 tarihinden önce el atıldığının tespiti halinde ilam karar tarihi 30.06.2010 tarihinden sonra ise icra harç ve vekalet ücretinin maktu olarak belirlenmesi gerektiği düşünülmelidir.
Somut olayda mahkemece; takip dayanağı ilamda el atma tarihinin belirtilmediği, buna göre el atma tarihinin 1983 yılından sonra olduğunun kabulü ile 1983 yılından sonraki el atmalarda tahsil harcının nispi olması gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de temyiz dilekçesi ekinde sunulan ve takibe dayanak ilama ilişkin 22.12.2014 tarihli bilirkişi raporunda el atma tarihinin 24.12.1973 tarihi olduğunun belirtildiği, dolayısıyla el atma tarihinin 1983 tarihinden önce olduğu anlaşılmakla şikayete konu tahsil harcının maktu hesaplanması gerektiğinden kararın bozulması cihetine gidilmiştir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/01/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.