7. Hukuk Dairesi 2016/8610 E. , 2016/6625 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; hüküm taraflarca süresi içinde temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından duruşma istenmiş ise de; işin mahiyeti itibariyle duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği görüşüldü;
Davalı vekili, Dairemizin 7.12.2015 gün ve 2014/21079 – 2015/24509 E - K sayılı Onama kararının maddi hataya dayandığını ileri sürerek, maddi hatanın giderilmesi isteğinde bulunmuştur.
Dairemiz kararında maddi hata yapıldığına dair dilekçede özetle; temyiz taleplerinin duruşmalı incelenmesi talebi hakkında değerlendirme yapılmadığı, işyerinde bilgisayar sistemi üzerinden izin taleplerinin işverene ulaştırıldığı ve işverence de ilgili sistem üzerinden taleplerin değerlendirildiği, davacının izin kullandığını gösterir bilgisayar kayıtlarının sunulmasına karşın bu kayıtlara itibar edilmeksizin Mahkeme kararının onandığı, bu nedenle Daire kararının maddi hataya dayandığını belirtilmiştir.
Dosya ve eklerinin yeniden incelenmesinde, öncelikle Mahkemece 17.09.2014 tarihinde kararın tarafların yüzüne karşı verildiği, davalı vekilinin 18.09.2014 tarihli süre tutum dilekçesi ile kararı temyiz ettiği, süre tutum dilekçesinde duruşma talebi bulunmadığı,gerekçeli kararın davalı vekiline 24.11.2014 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine 25.11.2014 tarihli tafsilatlı temyiz dilekçesinde duruşma talebinde bulunulduğu, söz konusu dilekçe ekinde de duruşma masraflarına dair pul vs rastlanmadığı değerlendirildiğinde; süre tutum dilekçesinde duruşma talebinde bulunulmaması karşısında duruşma talep süresinin kaçırıldığı, yine tafsilatlı temyiz dilekçesi ile duruşma masraflarının karşılanmadığı belirlenmekle duruşma talebine dair maddi hata talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. İkinci olarak davalı vekili, işyeri çalışanlarının kendilerine özgü şifreleri olduğunu, işyerinde kullanılan bilgisayar sistemi üzerinden çalışanların izin taleplerini işveren temsilcilerine bildirdiği, taleplerin yetkililerce değerlendirilerek bilgisayar sistemi üzerinden onaylandığı ve ilgili talep sahibi çalışanın izin kullandığı, davacının da bu yolla izinlerini kullandığına dair bilgisayar kayıtlarına dair çıktılar sunulmasına rağmen bu belgelere itibar edilmediği savunmasında bulunmuş ve dosyaya ücretli izin takip formu belgesi sunmuştur. Davalı savunması ve savunmayı destekler delil olarak sunulan ücretli izin takip formu başlıklı belge nazara alındığında, yine günümüz şartlarında işyerlerinde yaygın olarak kullanılan bilgisayar sistemleri üzerinden çalışanların özlük işlerinin yerine getirildiği ve takip edildiği düşünüldüğünde, davacının yıllık izin ücreti alacaklısı olup olmadığı hususundaki Mahkeme araştırmasının yeterli olmadığı, bu haliyle Dairemizin anılan kararının maddi hataya dayandığı görülmekle ortadan kaldırılmalı, 17.09.2014 tarihli karara yönelik temyiz itirazları yeniden incelenmelidir.
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddi delillere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili; taraflar arasındaki iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiğini ileri sürerek bazı işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacının iş akdini haklı nedenle feshettiği iddiasının yerinde olmadığını ve işverenden herhangi bir alacağı bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır.
Somut uyuşmazlıkta; karara esas alınan bilirkişi raporunda davacının çalışma süresine göre hak ettiği yıllık izin süresinden davalı tarafça yıllık izin ücreti olarak 15 gün karşılığı ödeme yapılmış olmasına dayanılarak bu sürenin mahsubu ile bakiye süre bakımından yıllık izin ücreti hesabı yapılmıştır. Davalı vekili, işyeri çalışanlarının kendilerine özgü şifreleri olduğunu, işyerinde kullanılan bilgisayar sistemi üzerinden çalışanların izin taleplerini işveren temsilcilerine bildirdiği, taleplerin yetkililerce değerlendirilerek bilgisayar sistemi üzerinden onaylandığı ve ilgili talep sahibi çalışanın izin kullandığı, davacının da bu yolla izinlerini kullandığı, buna dair davacıya ait ücretli izin takip formu bulunduğu savunmasında bulunmuştur. Davalı savunması ve savunmayı destekler delil olarak sunulan ücretli izin takip formu başlıklı belge nazara alındığında, yine günümüz şartlarında işyerlerinde yaygın olarak kullanılan bilgisayar sistemleri üzerinden çalışanların özlük işlerinin yerine getirildiği ve takip edildiği düşünüldüğünde, davacının yıllık izin ücreti alacaklısı olup olmadığı hususundaki Mahkeme araştırmasının yeterli olmadığı değerlendirilmiştir. Mahkemece yapılacak iş; bilgisayar mühendisi bir bilirkişi ile davalı işyerinde keşif yaparak davalı tarafın iddia ettiği üzere işyerinde çalışanların özlük işlerinin takip edildiği bir bilgisayar sistemi bulunup bulunmadığını, eğer var ise davacının bu sistem üzerinden izin talepleri olup olmadığını, taleplerin işveren temsilcilerince onaylanıp onaylanmadığını, sisteme dışarıdan müdahale yapılıp yapılamayacağını, davacının kayıtlarına müdahalenin söz konusu olup olmadığını belirlemek, aynı zamanda sistemin doğruluğunu belirlemek açısından davacının sistemde izinli göründüğü tarihlerde işyerinde fiili çalışmasının devam edip etmediğini ortaya koymak açısından işyerindeki davacı eliyle yapılmış işlem bulunup bulunmadığı bilgisayar kayıtları ve işyeri evraklarından araştırılmalı ve sonuca göre karar verilmelidir. Eksik araştırmayla yıllık izin talebinin kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Dairemizin 07.12.2015 tarihli, 2014/21079 E., 2015/24509 K. nolu kararının kaldırılmasına, temyiz olunan 17.09.2014 tarihli kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 17/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.