18. Ceza Dairesi 2015/33367 E. , 2016/1467 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret suçundan sanık ...’nın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 125/4 ve 62/1. maddeleri gereğince 2 ay 27 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanunun 58/6. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair, Ardahan Asliye Ceza Mahkemesi’nin 23/10/2014 tarih ve 2014/163 esas, 2014/524 sayılı kararının, Adalet Bakanlığınca yasa yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08/09/2015 gün ve 300749 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, sanığın tekerrüre esas alınan Ardahan Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2009/486 esas, 2010/843 sayılı kararı ile verilen 2000 Türk lirası adli para cezasının, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 8/1. maddesi uyarınca, hükmün verildiği tarihte yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun 305/1-1. bent gereğince, kesin olduğu ve aynı madde son fıkra uyarınca tekerrüre esas alınamayacağı ve hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
I-Olay:
Sanık ... hakkında, hakaret suçundan açılan kamu davasında, Ardahan Asliye Ceza Mahkemesinin 23/10/2014 tarih kararı ile 2 ay 27 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, alınan Ardahan Sulh Ceza Mahkemesi’nin 19/01/2010 tarih, 2009/486 esas, 2010/843 sayılı kararı tekerrüre esas olduğundan, sanık hakkında TCK’nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verildiği, yoklukta verilen karara yönelik sanığın temyiz isteminde bulunmaksızın kararın kesinleşmesi üzerine, infaz aşamasında tekerrür hükmüne yönelik olarak Kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Mahkemece mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulamasına esas alınan ilamın, tekerrür şartlarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK"nın “suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular” başlıklı 58. maddesinde;
“(1) Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi hâlinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez.
(2) Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı;
a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl,
b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl,
Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz.
(6) Tekerrür hâlinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilir. Ayrıca, mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.
(7) Mahkûmiyet kararında, hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı belirtilir...” hükmüne yer verilmiştir.
Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 gün ve 57-74 sayılı kararında da belirtildiği üzere; 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesi uyarınca kişinin mükerrir sayılması için ilk hükmün kesinleşmesinden sonra ikinci suçun 1 Haziran 2005 tarihinden sonra işlenmesi yeterli olup, ilk suçun 1 Haziran 2005 tarihinden önce veya sonra işlenmesinin herhangi bir önemi bulunmamaktadır.
Bu düzenlemelere göre, tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceden işlenen bir suç nedeniyle mahkum edilmiş olma, bu hükmün kesinleşmesinden sonra yeni bir suçun işlenmesi ve yeni suçun belirli süreler içerisinde işlenmesi yeterli olup, cezanın infaz edilmiş olmasına gerek bulunmamaktadır.
İncelenen dosyada, mahkemece 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesi uygulamasına esas alınan önceki hükümlülüğün, sanığa Ardahan Sulh Ceza Mahkemesi’nin 19/01/2010 tarihli, 2009/486 esas, 2010/843 sayılı kararıyla basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek kasten yaralama suçundan verilen 2.000,00 TL adli para cezasına ilişkin olduğu, bu ilamın kesin olduğu ve verildiği tarih itibariyle tekerrüre esas alınamayacağı görülmektedir. Söz konusu mahkumiyetin TCK’nın 58/1. maddesine göre tekerrüre esas alınamayacağı anlaşılmaktadır.
Ancak sanığın adli sicil kaydı incelendiğinde, bu ilamın dışında tekerrür uygulamasına esas alınabilecek kesinleşmiş mahkumiyet hükümlerinin bulunduğu görülmektedir. Somut olayda tekerrür koşulları mevcut olduğundan, mahkemenin mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulamasının yerinde olduğu, yanlış ilam gösterilmiş olması nedeniyle tekerrür hükümlerinin karardan tamamen çıkarılmasının hakkaniyete uygun olmayacağı, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22/01/2013 gün ve 2012/1431 esas, 2013/18 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, tekerrüre esas alınan ilamın kararda gösterilmesinin zorunlu olmadığı, hangi ilamın tekerrüre esas alınması gerektiğinin, ilgili ilamların kesinleşme ve infaz şerhli örnekleri de temin edilmek suretiyle infaz aşamasında değerlendirilebileceği anlaşılmıştır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Hakaret suçundan sanık ... hakkında, Ardahan Asliye Ceza Mahkemesi’nin 23/10/2014 tarih ve 2014/163 esas, 2014/524 sayılı sayılı kararının, CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Kararda yer alan, Ardahan Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2009/486 esas, 2010/843 sayılı kararının tekerrüre esas alınmasına ilişkin bölümün karardan ÇIKARILMASINA,
3- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22/01/2013 gün ve 2012/1431 esas, 2013/18 sayılı kararı uyarınca, tekerrüre esas alınabilecek ilamın adli sicil kaydında yer alan ilamların kesinleşme ve infaz şerhli örnekleri de temin edilmek suretiyle, infaz aşamasında mahallinde değerlendirilmesine, karardaki diğer hususların olduğu gibi bırakılmasına, 01/02/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.