Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/8753
Karar No: 2013/228
Karar Tarihi: 15.01.2013

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/8753 Esas 2013/228 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/8753 E.  ,  2013/228 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

    ... (...) ile ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair.... Aile Mahkemesi"nden verilen 04.06.2012 gün ve 154/482 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15.01.2013 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi. Karşı taraftan kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı ... vekili, evlilik içinde alınan ve davalı adına tapuya tescil edilen iki adet meskenle ilgili gerek yasal mal rejiminden doğan katılma, gerekse davacının iyileştirme ve parasal katkısından kaynaklanan toplam 25.000 TL katılma alacağı ve değer artış payı alacağının fazla hakları saklı kalmak üzere dava tarihinden geçerli yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 21.07.2011 tarihli dilekçe ile istediği miktarın 15 numaralı mesken için 14.000 TL"sinin katılma, 1.000 TL"sinin değer artış payı alacağı, 23 numaralı mesken için ise 9.000 TL"sinin katılma, 1.000 TL"sinin ise değer artış payı alacağı olduğunu açıklamış, harcını da yatırdığı 4.4.2012 tarihli dilekçesi ile isteğini 15 numaralı mesken için 120.000 TL katılma alacağı, 15.000 TL değer artış payı, 23 numaralı mesken için ise 35.000 TL katılma alacağı, 5.000 TL değer artış payı alacağı olarak ıslah etmiştir.
    Davalı ... vekili, esasen anlaşmalı boşanmada davacının mahkeme içi ikrarı nedeniyle talepte bulunamayacağını, alımlarda davacının katkısı olmadığını, tarafların asgari ücret gelirleri ile edinme imkanları da bulunmadığını, 23 numaralı meskenin esasen davalının annesinin 212 adet altını bozdurularak alındığını, 15 numaralı meskenin ise, bir kısmının davalının annesine ait meskenin satışından gelen gelir, kalan kısmı ile iyileştirme ve tadilat giderlerinin de bankadan çekilen kredi ile ödendiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, davacı ..."nın .... 23 numaralı meskene yönelik katılma alacağı ve değer artış payı alacağı talebinin ayrı ayrı reddine,... Köyü 6486 ada 8 parsel üzerindeki 15 numaralı dubleks meskenin katılma alacağı olarak
    13.738,17 TL"nin keşif tarihi olan 24.02.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."den alınarak davacıya verilmesine, davacının bakiye katılma alacağı talebinin reddine, davalının kişisel malının iyileştirilmesine yapılan katkı bedeli olan 9.459,29 TL"nin ..."den alınarak davacıya verilmesine, bu miktarın 1.000 TL"lik kısmına keşif tarihi olan 24.02.2012, kabul edilen 8.459,25 TL"lik kısmına ise ıslah tarihi olan 04.04.2012 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, davacının bu taşınmaz yönünden bakiye taleplerinin reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar, 06.09.2003 tarihinde evlenmişler, 17.03.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün kesinleşmesiyle 06.04.2011 tarihinde boşanmışlardır. Sözleşme ile başka mal rejimi seçilmediğinden evlenme tarihinden mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun m.202, 4722 sayılı Kanun m.10). Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir.
    Dava konusu...... Köyü 880 parselde H blok 6.kat 23 numaralı mesken 19.06.2009,... köyü 6486 ada 8 parselde zemin+1.kat 15 numaralı dubleks mesken ise 12.04.2010 tarihinde taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınarak davalı adına tescil edildiğinden davacının isteği değer artış payı ve katılma alacağına ilişkindir
    Evlilik içinde 01.01.2002 tarihi sonrası eşlerden biri adına edinilen mal varlığı üzerinde diğer eşin yasadan kaynaklanan artık değerin yarısı oranında katılma alacağı isteme imkanı bulunmaktadır (TMK.nun 231, 236/1.m.). TMK.nun 222. maddesi gereğince, belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Bir eşin bütün mallarının aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilmesi gerekir. Katılma alacağı bakımından talepte bulunan eşin çalışıp çalışmaması veya herhangi bir katkıda bulunup bulunmamasının bir önemi de yoktur. Katılma alacağı yasadan kaynaklanmaktadır. Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması gerekir.
    Davalı vekili, 23 numaralı meskenin davalının annesinin altınları bozdurularak alındığını savunmuş, davacı vekili ise cevaba cevap dilekçesinde bu altınların eve hırsız girmesi sonucunda daha güvenli olması için kayınvalideye teslim edilen altınlar olduğunu, bu altınların kayınvalideye ait olmadığını iddia etmiştir. Davacı vekilinin bu açıklaması karşısında savunmada geçen altınların varlığını kabul ettiği ve ispat yükünün davacı tarafa geçtiği anlaşılmaktadır. İspat yükünü üzerine alan davacı tarafça bu altınların kayınvalideye değil davacıya veya taraflara ait olduğu kanıtlanamadığına, davalının savunması ayrıca dosyaya sunulan aksi ispat edilemeyen kartvizit, o tarihteki altın fiyatları ve tanık beyanları ile de doğrulandığına göre davacı tarafın 23 numaralı meskenle ilgili taleplerin tümüyle reddine yönelen temyiz itirazları yerinde bulunmamaktadır.
    Dava konusu 15 numaralı meskenin ise kaba inşaat halinde alınarak ince işçiliğinin de evlilik içinde tamamlandığı, alım bedelinin bir kısmının davalının annesine ait meskenin satışından gelir ile karşılandığı ve kalan kısmı için de bankadan kredi çekildiği taraflar arasında ihtilafsızdır. Banka kredisinin bir kısmının da dava konusu meskenin tadilatı ve iyileştirilmesinde kullanıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi
    raporunda davacının gerek değer artış payı gerek katılma alacağı hesabında davalının annesinin satılan evinden gelen miktarın davalının kişisel malı kabul edilmesi, banka kredisinin ise boşanma dava tarihi öncesine ve sonrasına isabet eden miktarların yine edinilmiş ve kişisel mal olarak dikkate alınarak hesap yapılmasında bir isabetsizlik yoktur. Ancak boşanma dava tarihi öncesinde davacının kişisel malı ile meskene yaptığı bir katkı olmadığına, yapılan iyileştirme giderlerinin de edinilmiş maldan karşılandığı mahkemece de kabul edildiğine göre ayrıca bir değer artış payı hesabı yapılmasına gerek yoktur. Mahkemenin değer artış payı ve katılma alacağı olarak ayrı ayrı iki değer hesaplaması doğru değildir. Bu durumda davalının annesinin meskeninin satışından gelen para ile banka kredisinin boşanma dava tarihi sonrasına isabet eden bölümü (ki banka kredisi belgelerine göre 49/60 oranı) davalının kişisel malı olarak dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonunda bakiye miktarın (ki bu arada banka kredisinin boşanma dava tarihi öncesine isabet eden 11/60 oranı da dahil) edinilmiş mal olması sebebiyle artık değer olarak dikkate alınması gerektiği, artık değer üzerinde de davacının yarı oranda katılma alacağı bulunduğu değerlendirilmelidir. Mahkemenin davacı lehine ayrı ayrı 13.738,17 TL katılma, 9.459,29 TL değer artış payına hükmetmesi doğru olmamıştır. Ayrıca katılma ve değer artış payı alacağına karar tarihinden geçerli faiz yürütülmesi gerekirken Mahkemece katılma alacağı için keşif, değer artış payı alacağı için dava ve ıslah tarihinden faiz yürütülmesine hükmedilmesi de doğru değildir. Tüm bu hususlar gözetilerek hükmün bozulması gerekir. Fakat az yukarıda usule uygun yöntemi gösterilen hesaplama sonunda çıkacak miktar (yaklaşık 19-20.000 TL) Mahkemenin davacı lehine hükmettiği 23.197,46 TL"nin altında kalacaktır. Diğer yandan faizle ilgili mahkeme hükmü de davacı lehinedir. Bu durumda hükmün bozulması davalı lehine bir durum yaratacaktır. Tüm bu açıklamalar karşısında davacı yararına olan bu hususlar temyiz edenin sıfatına ve aleyhe bozma yasağı kuralı gereğince bozma nedeni yapılmamıştır.
    Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edildiğine, 23 numaralı mesken yönünden takdirde bir isabetsizlik görülmediğine, 15 numaralı mesken bakımından görülen hatalar ve bozma sebepleri de davacı aleyhine olup hüküm davacı vekili tarafından temyiz edildiğine, aleyhe bozma yasağı gereği temyiz edenin aleyhine hükmün bozulma imkanı da bulunmadığına göre davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olmadığından reddi ile her iki taşınmazla ilgili verilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü bulunan 344,50 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1.240,11 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına 15.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi