17. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/2687 Karar No: 2010/1618 Karar Tarihi: 25.02.2010
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2009/2687 Esas 2010/1618 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2009/2687 E. , 2010/1618 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı üçüncü kişi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı (üçüncü kişi) vekili, ... İcra Müdürlüğü’nün ... Esas sayılı dosyasında yapılan 28.03.2007 günlü hacze konu konteynır; 05.04.2007 günlü hacze konu konteynır,mobil asfalt silindiri, 8 adet çelik kalıp, 6 adet kolon çelik demir; 04.09.2007 günlü hacze konu kazıcı şeklindeki menkullerin kendilerine ait olduğunu ve şirket kuruluşundan kısa bir süre sonra fatura ile satın alındığını, borçlularla ilgisinin bulunmadığını, belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı (alacaklı) vekili, istihkak davasının yasal süresinde açılmadığını, önce bir adet konteynır için istihkak iddia edildiğini, buna yönelik takibin devamı kararı daha önce öğrenildiği halde 24.10.2007’de öğrendiklerini belirterek satış aşamasındaki diğer mahcuzlara da yönelik istihkak davası açıldığını, borçlu ile davacı arasında organik bağ bulunduğunu, alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı işlemler yaptıklarını, öte yandan hacze konu iş makinelerinin tescile tabi olup satışının noterde yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece toplanan delillere göre; davacı ve borçlu şirketin kurucu ortaklarının aynı kişiler olduğu,iki şirketin aynı alanda faaliyet gösterdiği, ayrıca davacı şirket yetkilisi ile takip borçlusu ... arasında baba oğul ilişkisinin bulunduğu, aradaki organik bağ nedeni İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu ve karinenin aksinin üçüncü kişi tarafından güçlü delillerle kanıtlanamadığı, mahcuzların bir kısmının iş makinesi olması nedeni ile sanayi ve ticaret odasında kaydının bulunmadığı ”gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Dava,üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Davacı üçüncü kişi şirket ile borçlu şirket arasında ortaklar itibarı ile organik bağ bulunmaktadır.Takibe dayanak bonoda yer alan borçlu şirket kaşesinde gösterilen adres, üçüncü kişi şirketin ticaret sicilde kayıtlı son merkez adresidir. İki şirketin birlikte ticari faaliyet içerisinde oldukları halde, istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak yapıldığı açıktır. Davalı alacaklı 23.09.2008 günü vekillikten çekildiğini yazılı olarak bildirmişse de; o tarihe kadar alacaklı adına dilekçeler vererek tüm oturumlara katılmıştır.Bu durumda kendisini vekille temsil ettiren alacaklı yararına vekalet ücreti takdirinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Öte yandan takibe konu alacak miktarı istihkak iddiasına konu edilen mahcuzların değeri olan 28.000,00 TL’den daha az olduğu için, bu miktar üzerinden vekalet ücreti hesabı da doğrudur. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı (üçüncü kişi) Cumalepe İnş. Ltd.Şti. temsilcisinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 3,15 TL kalan onama harcının temyiz eden davacı 3.kişi"den alınmasına 25.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.