17. Hukuk Dairesi 2019/2825 E. , 2020/6311 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Asıl davada, davacı vekili; davalılardan ... ve ..."un karıkoca diğer davalı ..."in onların kızı olduğunu, davalılar ... ve ... hakkında takip başlatıldığını ancak haczi kabil mal bulunmadığından aciz vesikası alındığını, davalı borçlulardan 326.339,00 TL alacağın bulunduğunu, davalıların söz konusu borçlar nedeniyle kendi adlarına taşınmaz ve araç almadıklarını, davaya konu “... ” plakalı ... marka aracın
borçlular tarafından kızları olan davalı ..."e devredildiğini, söz konusu aracın borçlular tarafından kullanıldığını, davalı ..."in 19 yaşında geliri olmayan bir kız olduğunu, söz konusu aracı satın almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek muvazaalı tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/192 E., 2013/584 K. sayılı davada, davacı vekili; davacının bu davalılardan 360.000,00 TL alacaklarının bulunduğunu, davalılar hakkında bir çok dava bulunduğunu, ancak tarafların lüks içinde yaşamalarına karşın kendi üzerlerine herhangi taşınır veya taşınmaz mal almadıklarını, yine “ ... ” plakalı aracın davalı ... adına kayıtlı olduğunu, ancak bu davalının henüz 19 yaşında olup, herhangi bir iş sahibi olmadığını belirterek söz konusu aracın tasarrufunun iptali ile bu araç üzerine icra yetkisi tanınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Alanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/642 E., 2013/732 K sayılı davada ise davacı vekili; Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/433 Esas sayılı dosyasıyla birleştirme talepli olarak dava açtıklarını, açmış oldukları bu davada “ ... ” plakalı araç hakkında yapılan satışa ilişkin olarak tasarrufun iptali talebinde bulunduklarını, ancak bu davadan haberdar olan bu dosyanın davalılarının aracı davalı ... üzerine aktardıklarını, bu nedenle ... ile davalı arasındaki muvazaalı tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; davalının oto galericisi olduğunu, tedbir tarihinden önce davalı ... tarafından söz konusu aracın satıldığını, sonrasında davalının aracı satışa sunduğunu, aracın satışı sırasında tedbir kararını öğrendiklerini, bu durumla ilgili sıkıntı yaşandığını ve söz konusu aracı davalının satamadığını belirterek araç üzerindeki tedbirin kaldırılmasını istemiştir.
Diğer davalılar vekili ise açılan davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan nam-ı müstear niteliğindeki tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Uygulamada borçlunun, gerçekte kendi adına satın almak üzere bedelini ödediği bir taşınmazı (veya bir aracı) alacaklılarından kaçırmak amacı ile yakını (eşi, oğlu vs) adına tescil ettirmiş olması halinde, tasarrufun (hukuki işlem) dışarıdan üçüncü kişiler arasında yapılmış görünmesine rağmen, gerçekte bedeli borçlunun mal varlığından çıkmış fakat karşılığı borçlunun arkasına gizlendiği kişinin mal varlığına girmiştir. Namı müstear (inançlı işlem) ile gizlenmiş muvazaalı işlemler hakkında iptal davaları açılabileceği Yargıtay uygulamaları ile kararlılık kazanmıştır. (Yargıtay HGK"nin 12.10.2001 gün ve 2001/2-515 E., 605 K sayılı; 17.Hukuk Dairesinin 20.06.2011 gün ve 2010/11090 E.-2011/6367 K. sayılı kararları). Bu tür işlemlerin İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak iptali istenilerek davacı alacaklının alacağına kavuşması sağlanır.
Somut olayda mahkemece, davalı borçluların bağış işlemi yaptıklarının ispat edilememesi, tanıklardan ... ’in de araç bedelini davalı ... ve amcası ...’ den aldığını belirtmesi nedeniyle ortada davalı borçluların tarafı olduğu bir tasarruf işlemi olmadığı anlaşıldığından bu davalılar yönünden davanın reddine; yine davacının tasarrufun iptalini istediği davalı ...’e ait “ ... ” Plaka sayılı araçla ilgili de tasarrufun iptali koşulları oluşmadığı gerekçesiyle bu dava yönünden de davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
Dosya kapsamına göre, davalılardan ...’un 19 yaşlarında bir öğrenci olduğu, düzenli bir gelirinin bulunmadığı, ailesine bağımlı olarak yaşadığı, hayatın olağan akışına aykırı olarak böyle bir kişinin ..., ... gibi piyasa değerleri yüksek olan araçları satın alamayacağı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, davalı ...’in yaşı ve geliri itibariyle dava konusu araçları alabilecek güçte olup olmadığının araştırılması ve namı müstear durumunun somut olayda değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 27/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.