22. Hukuk Dairesi 2015/6824 E. , 2016/11029 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil ile fazla mesai ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalıya ait işyerinde bakım personeli olarak çalıştığını, işverence haksız şekilde iş sözleşmenin sonlandırıldığını, işten çıkarılış sebebi kendisine halı yıkatma işinin dayatılması olduğunu, ayrıca maaş alacaklarının düzenli ödenmediği ve müvekkilinin bunları kabul etmediği için işten çıkarıldığını beyan ile kıdem, ihbar, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil, fazla mesai alacağı talebinde bulunmuştur.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesini kendisinin haklı bir sebebi ve mazereti olmaksızın sonlandırdığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı taraf temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanamadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, davacının işyerinde fazla mesai yaptığı iddiası davacı şahidi tarafından doğrulanmış ise de; dinlenen ve 2010 yılında vardiya sistemi geldiğini öncesinde ise vardiya olmadığını bildiren tanığın davalı aleyhine dava açtığı anlaşılmaktadır. Diğer davacı tanığı ise vardiya sisteminin var olduğunu beyan etmiştir. Davalı aleyhine dava açan işçilerin tanıklarına kural olarak itibar edilmemesi gerekir. Davacı tanığının, davacı ile aynı yönde davasının bulunması sebebiyle menfaat ortaklığı olduğu dikkate alındığında, salt husumetli tanık beyanına dayanarak davacının fazla mesai yaptığının kabulü doğru değildir. Davacı, fazla mesai yaptığını yeterli ve inandırıcı delille ispat edememiştir. Davalı ile husumetli bulunmayan tanığın beyanı dikkate alınarak üçlü vardiya sisteminin kabulü neticesinde Dairemizin içtihatlarına göre üçlü vardiya uygulanan işyerinde fazla çalışma olgusundan söz edileyeceğinden fazla mesai yaptığı hususu sabit olmayan davacının bu talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Bir diğer uyuşmazlık konusu dosya kapsamındaki bilirkişi raporunda da değinilen ve hizmet cetveline yer alan 01.04.2009-27.04.2009 döneminde davalı işverenden farklı sicil numaralı bir yerde çalışması olduğundan bu işyeri ile davalı işyeri arasında organik bir bağ bulunup bulunmadığı noktasıdır. Söz konusu ilişki ve organik bağ olup olmadığı mahkemece yeterince araştırılmış değildir. Her iki şirketle ilgili ticaret sicil kayıtları getirtilmeli, ortakları ve faaliyet alanları belirlenmeli, dava dışı şirket ile davalı arasındaki ilişkinin gerçek bir işyeri devrine dayanıp dayanmadığı tespit olunmalıdır. Ticaret sicil kayıtları ile gerekirse vergi dairesi ve Sosyal Sigortalar Kurumu kayıtları da getirtilerek etraflıca incelenmesi ve çalışma süresinin bu doğrultuda tespit edilmesi gerekir. Mahkemece eksik incelemeyle karar verilmesi hatalı olup kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 18.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.