2. Hukuk Dairesi 2019/7298 E. , 2020/886 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davalı-davacı kadının kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının ve tazminatların reddine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mahkemece gerekçeli kararın hüküm fıkrasında "Asıl davanın ve birleşen davanın ayrı ayrı kabulü ile TMK 166/1. maddesi gereğince tarafların boşanmalarına" karar verilmiş ise de; boşanma hükmünde tarafların kimlik bilgilerine yer verilmemiştir. Boşanmaya karar verilmesi halinde kararda "Tarafların Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, adı soyadı, doğum yeri ve tarihi, baba ve ana adları ile kadının evlenmeden önceki soyadı ve aile kütüğünde kayıtlı olduğu yer bilgileri ile evlilik içinde doğmuş çocuklar ve bunların kimlik bilgilerine yer verilmesi zorunludur (5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu m. 297/7 - b). Mahkemece, bu husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-Davalı- davacı kadının ziynet alacağının reddedilen kısmına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının temyiz itirazları yersizdir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, davalı-davacı kadının kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının ve tazminatların reddine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ziynetlerin reddedilen kısmına ilişkin temyiz itirazları yönünden yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 218.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine 1. bent yönünden oyçokluğuyla, 2. bent yönünden oybirliğiyle karar verildi. 06.02.2020 (Per.)
KARŞI OY YAZISI
Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir (HMK m. 304/1).
Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir (T.C. Anayasası m. 141/4).
Hakim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür (HMK m. 30/1).
Yargılamanın makul süre içerisinde bitirilmesi adil yargılanma hakkının da bir gereğidir (AİHS m. 6/1).
Somut olayda, ilk derece mahkemesince verilen gerekçeli kararın başlığında tarafların ad ve soyadları ile Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numaralarının (T.C.), gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ise tarafların ad ve soyadlarının bulunduğu görülmektedir. Nüfus bilgileriyle ilgili diğer eksikliklerin ise her zaman için mahallinde düzeltilebilecek maddi hatadan (HMK m. 304/1) ibaret olduğunun kabul edilmesi gerekir. Kaldı ki kararda tarafların ad ve soyadları ile T.C.’leri bulunduğundan, ilk derece mahkemesine ait kararın bu haliyle dahi nüfus müdürlüğünce boşanma hükmü yönünden rahatlıkla infaz edilebileceği imkân dahilindedir.
Diğer yandan, davacı-davalı erkeğin davasında verilen boşanma hükmünün istinaf edilmeyerek kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davalı-davacı kadının boşanma davası hakkında bölge adliye mahkemesince verilen ve boşanma hükmü içermeyen karar ise temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu durumda, her iki dava açısından "boşanma" istemleri yönünden yeni bir karar verilmeyecektir.
Hüküm, davalı-davacı kadın tarafından sadece kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının ve tazminat istemlerinin reddi yönlerinden temyiz edilmiştir. Durum böyleyken, temyiz edilen hükmün sırf nüfus bilgilerindeki eksiklik sebebiyle bozulması, usûl ve yasaya uygun değildir.
Hükmün temyiz istemi doğrultusunda esas yönüyle incelenmesi ve bir karara bağlanması gerekir.
Bu sebeplerle, sayın çoğunluğun ilamın birinci bendinde yazılı görüşüne katılmıyorum.