Esas No: 2020/7143
Karar No: 2022/1820
Karar Tarihi: 14.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7143 Esas 2022/1820 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı, kişisel internet sayfasında \"Ilık suda 20 dakikada\" tavuk kaybedilmiş bir itibar öyküsü başlıklı yazı yayınlayarak, davacı derneğin üyelerini hedef alıp kötülemeye başladığını iddia eden davacı tarafından TTK m. 54 ve 55/1-a'ya aykırı hareket ettiği gerekçesiyle dava edilmiştir. İlk derece mahkemesi, davacının iddialarını kabul etmemiş ve davayı reddetmiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusuna da Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmiştir. Temyiz başvurusu da reddedilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır. Kararı veren mahkeme tarafından kanun maddeleri (TTK m.54 ve 55/1-a-1) incelenmiş ve değerlendirilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 06.07.2017 tarih ve 2016/657 E- 2017/604 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nce verilen 07.07.2020 tarih ve 2018/2290 E- 2020/665 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının http://yavuzdizdar.com kişisel internet sayfasında 'tavuk' davası "Ilık suda 20 dakikada" kaybedilmiş bir itibar öyküsü başlıklı yazıyı yayınlayarak bugüne kadar müvekkili derneğin üyelerinin iş ürünlerine yönelik olarak yürüttüğü karalama kampanyasını bir adım daha öteye taşıyarak, artık doğrudan müvekkili derneğin üyelerini hedef almaya ve kötülemeye başladığını, davalının yazısının birçok açıdan haksız rekabet teşkil ettiğini,davacı dernek ve üyelerin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalının TTK m. 54 ve 55/1-a'ya aykırı eylemlerinin, derneğin üyeleri, faaliyetleri ve iş ürünleri hakkında aksi bilimsel yöntemler, deneyler ve laboratuvar ortamında yapılan incelemelerle ispatlanmadığı sürece, bilimsel kongreler ve konferanslar haricindeki ortamlarda ve basın-yayın kuruluşları nezdinde kötüleme teşkil eden açıklamalarda bulunmasının engellenmesine, haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine-men'ine, haksız rekabet sonucu maddi durumun ortadan kaldırılmasına, yanlış ve yanıltıcı beyanların düzeltilmesine, yurt çapında yayın yapan en yüksek tirajlı beş ulusal gazeteden ikisinde hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya konu olan yazıda doğrudan davacıya yönelik hakaret ya da itibarsızlaştırma amacı gütmediği, davacının üretimin küçük bir kısmını kendi olanaklarıyla gerçekleştirdiğini, yazının Anayasa'nın verdiği düşünce hürriyeti kapsamında kaleme alındığını, başka medya ortamlarına doğrudan yayınlanmadığını, ortada tavuk olmadığı gibi, Amerika'da en az 50, ülkemizde en az 20 yıldır uygulanan yarı-kimyasal yöntemlerle üretilen, beyaz et olarak adlandırılan bu ürünün sağlıklı yenebileceğinin ispatının gerekli olduğu ve bu sorumluluk her yeni ürün için söz konusu olduğu üzere, malı üretenlere ait olduğunu, yazının yayınlandığı internet sitesinin kendisine ait olduğunu bağımsız tartışma platformu olduğunu, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının onkololoji doktoru olup İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Kanser Biyolojisi ve İmmünolojisi alanında doktora eğitimini tamamladığı, haksız rekabet oluşturduğu iddia edilen yazının bütünlüğü dikkate alındığında; davalının aleyhine açılan davalara değinerek bilimsel çalışmalarına dayalı olarak tavuk eti hakkındaki aynı yöndeki beyanlarını sürdürdüğü, keza davalının aşamalardaki yargılama süreçlerinde ve yazısındaki savunmalarının özünde tavuk etinin sağlıksız bir besin olduğuna ilişkin bir iddiasının olmadığı gibi kimyasal yöntemlerle hızlı büyütme sebebi ile farklı bir canlı elde edildiğini iddia ederek beyaz etin sağlıklı, yenilebilir olduğunun ispatının gerektiğini belirterek bu kapsamda bilimsel çalışmasına dayalı olarak aydınlatıcı bilgi verdiği, davalının onkoloji alanında uzman olduğu, mevcut delil durumu ve yazının tamamı ve amacı dikkate alındığında davalının dava konusu yazısı ile TTK 55/1-a-1 maddesi gereğince haksız rekabet oluşturduğundan bahsedilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, haksız rekabet oluşturduğu iddia edilen yazı ve beyanların bütünlüğü dikkate alındığında; davalının aleyhine açılan davalara da değinerek 42 günde yetiştirilen ürünün tavuk olamayacağını, kimyasal yöntemlerle hızlı büyütme sağlanarak farklı bir canlı elde edildiğini iddia ederek beyaz etin sağlıklı, yenilebilir olduğunun ispatının gerektiğini ileri sürdüğü, davacının tavuk etinin sağlığa hiç zararı olmadığını bilimsel çalışmalara dayanarak ileri sürmekte ise de günümüzde halen bir kısım hastalıkların sebebinin tüm bilimsel çalışmalara rağmen bulunamazken davacı üyelerinin üretim yöntemlerinde sağlığa zararlı hiç bir husus olmadığını kabule yarayacak kesin bir veri de olmadığının kabulünün gerektiği, davalının onkolog olduğu, bilimsel ve mesleki tecrübesine dayalı olarak kamuya verdiği bilgilerin TTK 55/1-a-1 maddesi gereğince "yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek" eylemini oluşturduğunun kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 14/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.