7. Hukuk Dairesi 2015/44693 E. , 2016/6604 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : İşe iade
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davacının değişen alt işverenler nezdinde davalı bakanlığa bağlı .... çocuk yuvası müdürlüğünde temizlik personeli olarak çalıştığını, son olarak davalı şirket nezdinde çalışmasını sürdürdüğünü, ancak 05.11.014 tarihinde öğrendiğine göre 31.10.2014 tarihinde işverence haklı neden olmaksızın iş akdine son verildiğini öğrendiğini, davalılar arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin gerçek bir iş ilişkisi olmadığını, devamlılık unsuru dikkate alındığında davacının devamlı surette davalı bakanlık adına çalıştığın, çalışmalarının aralıksız olduğunu belirterek feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesini istemiştir.
Davalı idare vekili, davanın süresinde açılmadığını, ayrıca davalı Bakanlık işveren olmadığı gibi diğer davalı şirket ile asil-alt işveren ilişkisi de bulunmadığını, husumet itirazında bulunduklarını, hizmet alım ihalesi hükümlerine göre işlem yapılmış olup, davacı ile Bakanlık arasında İş Kanunu hükümlerine göre işçi-işveren ilişkisi kurulmadığını, haksız feshin de söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Şirket, usulüne uygun davetiye tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmaları takip etmemiştir.
Mahkemece, davanın hak düşürücü süre olan 1 aylık süre içerisinde açıldığı, dosyada yazılı fesih bildiriminin bulunmadığı, bu durumda davalı işverence 4857 sayılı İş Kanununun 19. maddesinde öngörülen yazılı şekil şartına uymayarak sözleşmenin feshedildiği anlaşılmakla, 4857 sayılı kanunun 20.maddesi gereğince yapılan feshin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davanın 1 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı ihtilaflıdır.
Dosya içeriğine göre somut olayda, davacı, dava dilekçesinde “…05.11.2014 tarihinde öğrendiğine göre 31.10.2014 tarihinde işverence haklı neden olmaksızın iş akdine son verildiğini öğrendiğini…” ileri sürmüştür. Duruşmada alınan imzalı beyanında ise davacı “Ben çalışmak için davalı .... Çocuk Yuvasına gittiğimde iş sözleşmesinin feshedildiğini ve Pazartesiden itibaren artık işe gelmemem gerektiğini söylediler. Ben feshi bu şekilde öğrendim” demiştir. Davacının bu iki beyanı çelişmekte olup sözleşmenin feshi de, karşı tarafa ulaşması gerekli tek taraflı bozucu yenilik doğuran bir irade beyanı olduğundan, dava süresinin hesabında bu irade beyanının davacı tarafça ilk olarak öğrenildiği tarihin esas alınması gerekmektedir. Buna göre, davacının duruşmadaki beyanı, somut olaydaki veriler ve 2014 yılı takvimi karşılaştırıldığında, davacının Cuma gününe denk gelen 31.10.2014 tarihinde işyerine gittiği ve kendisine 03.11.2014 tarihine denk gelen “Pazartesi” gününden itibaren işe gelmemesi gerektiğinin söylendiği anlaşılmaktadır. O halde, davacı feshi 31.10.2014-Cuma günü öğrenmiş olup artık dava dilekçesindeki iddiaya itibar edilemez. Başka bir deyişle, 31.10.2014 tarihinde davalı işveren tarafından bozucu yenilik doğuran irade beyanı davacıya ulaştığından , sözleşmenin yeniden daha sonraki bir tarihte feshi mümkün değildir. Nitekim, dosya içerisinde bulunan .... işten ayrılış bildirgesine göre de davacının 31.10.2014 tarihinde işyerinden çıkışının verildiği görülmektedir. Bu durumda, dava 03.12.2014 tarihinde açıldığından dava süresi olan 1 aylık hakdüşürücü süre geçirilmiştir. Davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulü hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3.maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3- Davacı tarafından peşin yatırılan 25,20 TL harcın alınması gerekli 29,20 TL harçtan mahsubu ile eksik 4,00 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine"ye gelir kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 22,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"ne göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak alınarak davalıya ödenmesine,
6- Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine, 17.03.2016 gününde oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.