20. Hukuk Dairesi 2015/3624 E. , 2015/2551 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
... İli,... İlçesi,... Köyü 103 ada 1 ve 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar, orman niteliğiyle...adına tapuda kayıtlıdır.
Davacı vekili, yaklaşık 120 yıldır müvekkili ve ailesinin kullanımında olan taşınmazların çekişmeli taşınmazlar içerisinde bırakıldığını iddia ederek taşınmazların müvekkiline ait kısımlarının...adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Yörede 2006 yılında 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
1- Davacının fen bilirkişinin 06.09.2013 tarihli raporunda (B) ve (C) harfleri ile gösterilen taşınmazlara yönelik temyiz itirazları yönünden:
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, alınan uzman orman bilirkişi raporuna göre taşınmazların öncesi itibariyle memleket haritası, hava fotoğrafı ve amenajman haritasında orman sayılan yerlerden olduğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile bu taşınmazlara ilişkin kurulan usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Davacının fen bilirkişinin 06.09.2013 tarihli raporunda (D) harfi ile gösterilen taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince:
Mahkemece, alınan uzman orman bilirkişi raporuna göre, (D) harfi ile gösterilen taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu kabul edilerek davanın reddi ile taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş ise de, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporuna göre mahkemenin değerlendirmesi yerinde değildir.
Hükme esas alınan orman bilirkişisinin 06.09.2013 tarihli raporu ile Dairemizin 08.12.2014 tarihli iade kararı sonrasında düzenlediği 06.03.2015 havale tarihli raporuna göre dava konusu (D) harfi ile gösterilen taşınmaz orman sayılan yerlerden olduğu, rapora ekli 1952 ve 1989 tarihli hava fotoğraflarında taşınmaz üzerinde kısmen 1 kısmen 2 kapalılıkta ibreli ağaçların bulunduğu, 1956 tarihli memleket haritasında ibreli ağaç rumuzlu yeşil alanda kaldığı rapor edilmiş ise de rapor ekinde yer alan memleket haritası ve hava fotoğrafında taşınmazın bir kısmının açık alanda kaldığı, çekişmeli taşınmaza komşu 103 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tarla, 103 ada 4 parsel sayılı taşınmazın ahşap ev ve samanlık ve tarla, 103 ada 5 parsel sayılı taşınmazın iki katlı ahşap ev ve tarla vasfıyla dava dışı şahıslar adına yapılan tespitlerinin itirazsız kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle çekişmeli taşınmaz tarım arazileri ile birleşmiş olup; çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olup, olmadığının bu olgular da dikkate alınarak yeniden değerlendirilmesi ve sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, yöreye ait en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planında çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmelidir.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı yararına zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı; ziraat mühendisi bilirkişiden taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı hakkında rapor alınmalı; yerel bilirkişi ve zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenerek, zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği hususlarında somut olgulara dayalı ayrıntılı ve açık beyanları alınmalı, tesbit tarihine kadar gerçek kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davalı yanında, murisler yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı yasanın 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Yasası ile değiştirilen 14/2. maddesi hükümleri gözönünde bulundurularak sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, yasanın getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı, eldeki dosyada alınan bilirkişi raporları ile dava konusu taşınmazlara komşu 997 parsel sayılı taşınmaza ilişkin Kadastro Mahkemesi"nin 2010/31 E. sayılı dosyası kapsamı ve bilirkişi raporları ile arasında çelişki yaratılmaksızın toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda bir numaralı bentde gösterilen nedenler ile; davacının fen bilirkişinin 06.09.2013 tarihli raporunda (B) ve (C) harfleri ile gösterilen taşınmazlara yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile bu bölümüne yönelik davanın reddi yönünde kurulan usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
2) İki numaralı bentde gösterilen nedenler ile; davacının fen bilirkişinin 06.09.2013 tarihli raporunda (D) harfi ile gösterilen taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile bu taşınmaza ilişkin hükmün BOZULMASINA 06/04/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.