Esas No: 2018/2505
Karar No: 2022/9383
Karar Tarihi: 20.09.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2018/2505 Esas 2022/9383 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2018/2505 E. , 2022/9383 K."İçtihat Metni"
Mahkeme : SAMSUN 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Suçlar : 1-Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma (sanıklar Muhammet Fahrettin ve Yeliz için)
2-Uyuşturucu madde ticareti yapma(diğer sanıklar için)
Hükümler : 1- Sanık ... hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması,
2- Sanık ... hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen beraat
3- Diğer sanıklar yönünden mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
A. Sanık ... hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan verilen karar yönünden yapılan temyiz isteğinin incelenmesinde:
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları, 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesinin 12. fıkrası gereğince itiraza tabi olup, temyizi mümkün olmadığından, aynı Kanunun 264/2 maddesi uyarınca, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE,
B. Sanıklar ..., .... hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Sanık ... hakkında, 12/03/2013 ve 20/03/2013 tarihli eylemleri sabit olması nedeniyle TCK'nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak; hükümden önce Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete'de yayınlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas 2015/85 sayılı kararı ve hükümden sonra 7242 sayılı Kanun'un 10. maddesinde yapılan değişikliklerin, infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilmiştir.
Sanık ...’ın 23/04/2013 tarihli eylemi sabit değilse de, 07/02/2013 tarihli eyleminin sabit olduğu görülerek yapılan incelemede;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların eleştiri dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
C. Sanık ... hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan kurulan beraat hükmündeki vekalet ücretine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
1136 sayılı Kanun'un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, vekaletnameli sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu durumun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hükmün 26. fıkrasının 2. paragrafı olarak “Sanığın kendisini müdafii ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre 3.000,00 TL vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
D. Sanık ... hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2013/610-2014/512, 2013/841-2014/513 ve 2014/166-514 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; adli arama kararı gerektiren bir olayda önleme araması kararına dayanılarak ya da koşullarına uygun olmayan arama kararı üzerine yapılan arama hukuka aykırıdır. Böyle bir arama sonucu bulunan deliller suçun maddi konusu "hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş" olacağından, Anayasa'nın 38. maddesinin 6. fıkrası ile CMK'nın 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi, 217. maddesinin 2. fıkrası, 230. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi ve 289. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendi uyarınca hükme esas alınamaz. Bu itibarla, 23/04/2013 tarihli olayda;
Hakkında iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması kararı bulunan sanık ...’ın, sanık ... ile fikir ve eylem birlikteliği içinde uyuşturucu madde ticareti ile alakalı olarak görüştükleri ve Serdar’ın, Anıl’ın talimatları doğrultusunda İstanbul ilinden Samsun iline otobüs ile uyuşturucu madde nakledileceği yönünde bilgiler alınması üzerine olay yerine gidildiği ve fiziki takip sonrasında sanık ...’ın çantasında suça konu uyuşturucuların ele geçtiği olayda, sanıkların yaptığı telefon konuşmaları ile suç şüphesi doğduktan sonra önleme arama kararı ile arama yapıldığı anlaşılmakla; sanık ...’ın üzerinde ve eşyasında arama yapılabilmesi için adli arama kararının gerektiği, adli arama kararı bulunmaksızın yapılan aramanın hukuka aykırı olduğu ve bu arama ile elde edilen delilin yasak delil niteliğinde olup hükme esas alınamayacağı dikkate alınarak, mahkûmiyetine yeterli başkaca delil bulunmayan sanığın beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
E. Sanıklar Orhan ve Barış hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2013/610-2014/512, 2013/841-2014/513 ve 2014/166-514 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; adli arama kararı gerektiren bir olayda önleme araması kararına dayanılarak ya da koşullarına uygun olmayan arama kararı üzerine yapılan arama hukuka aykırıdır. Böyle bir arama sonucu bulunan deliller suçun maddi konusu "hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş" olacağından, Anayasa'nın 38. maddesinin 6. fıkrası ile CMK'nın 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi, 217. maddesinin 2. fıkrası, 230. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi ve 289. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendi uyarınca hükme esas alınamaz. Bu itibarla, 23/03/2013 tarihli olayda;
Haklarında 5271 sayılı CMK'nın 135. maddesi uyarınca iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması kararı bulunan temyiz dışı sanık ... ile sanık ...’ın fikir ve eylem birlikteliği içinde olay günü uyuşturucu madde ticareti ile alakalı olarak görüştükleri ve sanık ...’ın, ...’ın talimatları doğrultusunda İstanbul ilinde bulunan Barış’tan aldığı uyuşturucu maddeleri Samsun ilinde bulunan Mehmet’e götüreceği yönünde bilgiler alınması üzerine olay yerine gidildiği ve fiziki takip sonrasında sanık ...’ın çantasında suça konu uyuşturucuların ele geçtiği olayda, sanıkların yaptığı telefon konuşmaları ile suç şüphesi doğduktan sonra önleme arama kararı ile arama yapıldığı anlaşılmakla; sanık ...’ın üzerinde ve eşyasında arama yapılabilmesi için adli arama kararının gerektiği, adli arama kararı bulunmaksızın yapılan aramanın hukuka aykırı olduğu ve bu arama ile elde edilen delilin yasak delil niteliğinde olup hükme esas alınamayacağı dikkate alınarak, ayrıca mahkûmiyetlerine yeterli başkaca delil bulunmayan sanıkların beraatleri yerine mahkûmiyetlerine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanıklar müdafileri ve sanık ...’ın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA,
E. Sanık ... hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde;
Sanığın, 07/05/2013 tarihli alıcı konumunda bulunan sanık ...’in diğer sanık ...’den esrar almasına aracılık ettiğinin belirtildiği olayda; ...’in suç tarihinde uyuşturucu madde kullandığının teknik yöntemlerle saptanmamış olması ve ayrıca sanığın satışına aracılık ettiği iddia edilen maddelerin ele geçmemesi nedeniyle, niteliklerinin belirlenmesi mümkün olmadığından; atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
20/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.