17. Hukuk Dairesi 2019/3067 E. , 2020/6307 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olan ... plaka sayılı araca davalı Halil İbrahim Sarıkaya"nın maliki olduğu, davalı ... AŞ nezdinde ZMMS sigortalı ... plaka sayılı aracın kusurlu şekilde çarptığını, söz konusu hasar nedeniyle yaptırılan ekspertiz sonucunda sigortalı araç sahibine 11.264,00 TL hasar tazminatı ödendiğini, davalı sürücünün kazanın oluşumunda kusurlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 10.886,10 TL"nin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davanın davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile, 10.886,00 TL alacağın ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili ve davalı ... temyizi üzerine, Dairemizin 15/05/2017 gün ve 2016/12126- 2017/5495 sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Mahkemece, uyulmasına karar verilen bozma ilamı, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporuna göre;"Davanın kabulü ile 10.886,00 TL"nin (faiz başlangıcı 7.622,54 TL için 23/09/2013, 3.263,14 TL için 16/09/2013 tarihleri olmak kaydı ile) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine" karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-1086 sayılı HUMK"nın 388 ve 389. maddeleri ile 6100 sayılı HMK"nın karşılık 297/1-2. maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm bulunması gerektiği açıktır.
Mahkemece, gerekçe kısmında; 10.584,00.-TL hasar tutarının davacının davalılardan ödeme tarihinden itibaren rücuen tahsili istemini haklı bularak davanın kabulüne karar verildiği belirtilmesine rağmen, hüküm fıkrasında ve kısa kararda "davanın kabulü ile, 10.886,00.-TL"nin (faiz başlangıcı 7.622,54 TL için 23/09/2013, 3.263,14 TL için 16/09/2013 tarihleri olmak kaydı ile) davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine," karar verilmiştir. Hükmün gerekçesi ile kısa karar uyumlu olmayıp taraflar yönünden şüphe ve tereddüt uyandıracak nitelikte olduğundan, bu yön yukarıda açıklanan yasa maddelerine açık bir aykırılık oluşturduğundan (10.04.1992 gün, 1991/7 Esas-1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında da belirtildiği üzere) hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."ye geri verilmesine, 27/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.