18. Ceza Dairesi 2015/16834 E. , 2016/1397 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
1- Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Anlaşılmış, sanığın müşteki polis memuruna görevi nedeniyle hakaret ettiğinin sanığın kaçamaklı ikrarı ve dosyadaki diğer delillerle de anlaşılması karşısında, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş, başkaca nedenler de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a- Sanığın müştekiye hakaret ettiği karakol dinlenme odasının aleni yerlerden olmadığı gözetilmeden, sanığın cezasının TCK"nın 125/4. maddesi uygulanarak artırılması,
b- TCK"nın 58/7 ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 108/4. maddeleri uyarınca “mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı”nın belirtilmesiyle yetinilmesi gerekirken, infazı kısıtlayacak şekilde 1 yıl 2 aylık denetim süresinin belirlenmesi,
c- TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,
Bozmayı gerektirmekte ve sanık ..."nın ileri sürdüğü nedenler yerinde ise de, bu ayrılıklar yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan,
Hükmün;
a- Sanık hakkında TCK"nın 125/4. maddesinin uygulanmasına ilişkin madde çıkartılmak ve uygulanan maddeler uyarınca sonuç ceza “10 ay hapis cezası” olarak belirlenmek,
b- Sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına ilişkin denetim süresi olarak gösterilen “takdiren 1 yıl 2 ay” ibaresi çıkartılmak,
c- TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluklarının uygulanmasına ilişkin kısım çıkartılmak suretiyle, tebliğnameye kısmen uygun olarak, DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- Sanık hakkında tehdit suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a- Adli sicilinde hapis cezasından mahkûmiyet kaydı bulunmayan sanık hakkındaki 1 aylık hapis cezasının, TCK"nın 50. maddesinin (3) numaralı fıkrasına aykırı olarak, aynı maddenin (1) numaralı fıkrasındaki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesi,
b- TCK"nın 58/7. ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 108/4. maddeleri uyarınca “mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı”nın belirtilmesiyle yetinilmesi gerekirken, infazı kısıtlayacak şekilde 1 yıl 2 aylık denetim süresinin belirlenmesi,
c- TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ..."nın ileri sürdüğü nedenler yerinde olduğundan, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 01/02/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.