13. Hukuk Dairesi 2016/18033 E. , 2019/5854 K.
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, eşi...’in, Özel ... Hastanesinde geçirdiği apandisit ameliyatı sonrasında hastane ve hekim kusurları neticesinde, gerekli müdahaleler yapılmadığından beyne oksijen gitmemesinden dolayı yoğun bakıma alındığını daha sonra ... Üniversitesi Hastahanesi"ne sevk edildiğini, halen yoğun bakımda olan hastanın kızının annesini göremediği için üzüntü duyduğunu belirterek, davacı baba ve kızları için şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 600.000,00 TL manevi tazminatın başta .... olmak üzere sorumlulardan müştereken ve müteselsilen ameliyat günü olan 23/09/2013"den itibaren yasal faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, hastanın ameliyatı yapılmadan önce oluşabilecek tüm komplikasyonların kendisine anlatıldığını akabinde gerek cerrahi gerekse anestezi için ayrı ayrı onay formlarını bizzat imzaladığını, imzalanan ... Formunun 3.maddesinin (d) bendinde açıkça kalp ve solunum durması ve bunlara bağlı olarak beyinde hasarlamalar (şuur değişikleri, felçler v.b.) oluşabileceğinin hastaya anlatıldığını, ameliyat esnasında gerek cerrahi müdahale gerekse anestezi işleminin sorunsuz ve standart olarak seyrettiğini, hastanın uzun süre oksijensiz kalması nedeni ile bu sorunun yaşadığı iddiasının tamamen asılsız olduğunu hastanenin çalışanlarının kusurları ile zarara neden olmadıklarında ötürü herhangi bir sorumluluğunun olmadığını belirterek davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davacının ilk hastaneye yatışında alınan hasta onam formları ve hasta yakınlarından alınan hasta onam formlarının yeterli olduğu, Adli Tıp Raporu gereğince davalılara olay nedeniyle herhangi bir kusur atfedilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2013/20493E. sayılı soruşturma dosyası celp edilmiş, soruşturmaya konu suçun taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma olduğu,Adli Tıp Kurumu heyet raporu, sağlık görevlilerinin ifadeleri, bilgi alma tutanakları ve tüm soruşturma kapsamına göre şüphelilerin olayda kusurlarının bulunmadığı ve nedensellik bağı oluşmadığı gerekçeleri ile şüpheliler hakkında takipsizlik kararı verildiği görülmüştür. ... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2013/20493E. sayılı soruşturma dosyası içerisinde mevcut, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 22.12.2014 tarihli raporda; kişide genel anestezi sonrasında servise gönderilmesi esnasında oluşan solunum sıkıntısı tablosunun her türlü özene rağmen oluşabilen, herhangi bir tıbbi kusur ya da ihmal izafe edilemeyen "komplikasyon" olarak nitelendirildiği, kişinin ameliyatında görev alan sağlık çalışanlarına atfı kabil kusur tespit edilmediği mütalaa edilmiştir.
Dosyada mevcut olan 15.09.2014 tarihli Bakanlık idari soruşturması sonucu alınan uzman görüşünde ise; entübasyon işlemine kadar geçen sürenin beyin dokusunda hipoksi nedeni olabileceği belirtilmiş olduğu görülmüş, davacı tarafça da Adli Tıp Kurumu’ndan eklenen yeni belgeler doğrultusunda rapor aldırılması talep edilmişse de mahkemece, soruşturma aşamasında Adli Tıp Kurumu Başkanlığı"ndan rapor temin edilmiş olduğundan ayrıca rapor alınmasına gerek duyulmadığı belirtilmiştir. Mahkemece, 22.12.2014 tarihli Adli Tıp Raporu gereğince davanın reddine karar verilmişse de, alınan raporun eksik incelemeye dayalı, denetime elverişli olmadığı ve davacı tarafın itirazlarını aydınlatır nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz. O halde mahkemece, üniversitelerden konusunda uzman bir bilirkişi heyeti oluşturularak, davacının da itirazlarını karşılayacak şekilde davalılara atfı kabil bir kusur olup olmadığı konusunda, nedenlerini açıklayıcı, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak davalı ameliyatta yer alan sağlık çalışanlarının kusurlu olup olmadığı belirlenmeli, sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.