4. Hukuk Dairesi Esas No: 2020/2573 Karar No: 2020/2748 Karar Tarihi: 14.09.2020
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2020/2573 Esas 2020/2748 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2020/2573 E. , 2020/2748 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA ASIL DAVADA Birleşen... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/161-2008/180 sayılı dosyasında:
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 06/06/2007 ve 21/08/2008 günlerinde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 04/12/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Birleşen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/161 esas 2008/180 karar sayılı dosyasının bilgilerine yer verilmemesi mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak değerlendirilmiş ve bozma sebebi yapılmamıştır. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, kurum zararı nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı banka vekili; banka şube müdürü ve kredi komisyon üyesi olan davalılar tarafından usulsüz kredi kullandırılması nedeniyle oluşan banka zararının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili isteminde bulunmuştur. Davalılar davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, dava konusu banka kredilerinin ödendiği, kredi hesaplarının kapatılması nedeniyle bankanın zararının bulunmadığı, bu nedenle davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun esastan sonuçlanmayan davada yargılama giderlerini düzenleyen 331. maddesinin birinci fıkrası "davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hâkim, davanın açıldığı tarihteki, tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder" şeklinde düzenlenmiştir. Söz konusu kural uyarınca davanın açıldığı tarihte haksız olduğu tespit edilen taraf yargılama giderini ödemekle yükümlü olacaktır. Somut davada; talebe konu edilen zarar miktarı kredi borçluları tarafından yargılama sırasında ödenmekle davanın konusuz kaldığı anlaşılmaktadır. Bu husus yerel mahkemenin kabulünde olmakla birlikte, mahkemece yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve dava tarihindeki durum nazara alınarak, “dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına” dair hüküm tesisi gerekirken, hukuki yarar bulunmadığı gerekçesi ile “davanın reddine” şeklinde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Şu halde mahkemece, “dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulmalı ve yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler gözetilerek yargılama gideri ve vekalet ücreti de dava tarihindeki haklılık durumuna göre hüküm altına alınmalıdır. Mahkemece açıklanan yönler gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenle BOZULMASINA, davacının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenle reddine 14/09/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.