7. Hukuk Dairesi 2015/44562 E. , 2016/6596 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : İşe iade
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğünce 06/01/2015 tarihli yazı ile hiç bir neden gösterilmeden davacının iş akdinin feshedildiğini, fesih bildiriminde davacıya hizmet alım işi ihalesi kapsamında çalışmakta olan isimleri yazılı personellerin 31/12/2014 tarihi itibari ile ihale süresinin sona erdiğinin belirtildiğini, yazı içeriğinde davacı dahil 5 personelin isminin belirtildiğini ancak davacı dışında isimleri belirtilen personelin iş akitlerinin yenilendiğini ve halen işe devam ettiklerini belirterek feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesini istemiştir.
Davalı ... vekili, belediyenin davalı şirketten hizmet alımı ihaleleri ile hizmet satın aldığını, söz konusu ihalenin 31/12/2014 tarihinde sona erdiğini, ihale kapsamında çalışacak personelin işe alınması ....’ya bildirimi, primlerinin ödenmesi, iş akitlerinin feshi hususlarının yüklenicinin tasarrufunda olduğunu, kamu ihale mevzuatı gereğince bu hususta idarenin herhangi bir yetkisi ve tasarrufu olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı .... vekili davacının iddia ettiği tarihlerde şirketlerinde çalışmadığını, 30/05/2014-31/12/2014 tarihleri arasında şirketleri ile imzalanmış olan hizmet sözleşmesi gereği çalıştığını, davacının baştan beri asıl işverenin işçisi kabul edilerek davalı Belediyeye işe iadesine karar verilmesi gerektiğini, davacının taleplerinden diğer davalı Belediyenin sorumlu olduğunu, davacı işçi ile akdedilen belirli süreli iş sözleşmesinin 31/12/2014 tarihinde sona ermesi sebebi ile iş akdinin kendiliğinden sona erdiğini, bu nedenle iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmediğini, davalı ... ile şirketleri arasındaki ilişkinin işçi temini olduğunu davacının söz konusu taleplerinden şirketlerinin sorumlu olmadığını savunmuştur.
Mahkemece, fesih yazısı olarak nitelendirilen davalı Belediyenin davacıya tebliğ ettiği 06.01.2015 tarihli yazı içeriğindeki tarihe nazaran davanın 1 aylık süre içerisinde açıldığı değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğine göre somut olayda, davanın 1 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Buna göre, davacının hizmet döküm cetveli, işten ayrılış bildirgesi, davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmesi, taraf ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davacının, davalı Belediyede muhtaç asker ailelerine yardım bürosunda büro elemanı olarak önce dava dışı başka bir şirket nezdinde son olarak davalı şirket nezdinde çalıştığı, iş akdinin ihale dönemi bitiminde 31.12.2014 tarihinde davalı şirket tarafından ....’dan 18 (işin sona ermesi) kodu ile çıkış verilerek sonlandırıldığı anlaşılmaktadır. Ancak, davalı ... tarafından davacıya hitaben yazılan 06.01.2015 tarihli yazıda “Dış İlişkiler Müdürlüğünün 30.12.2014 tarih ve 704 sayılı ekteki yazısı ile Dış İlişkiler Müdürlüğündeki ihale süreciniz 31.12.2014 tarihi itibariyle sona ermiştir.” denildiği ve davacının bu yazıyı aynı tarihte tebellüğ ettiği görülmektedir. Davacı da davasını 06.02.2015 tarihinde açmıştır.
O halde, davanın 1 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığını, davalı ... tarafından 06.01.2015 tarihinde davacıya tebliğ edilen yazının hukuki mahiyeti belirleyecektir. Sözleşmenin feshi, karşı tarafa ulaşması gerekli tek taraflı bozucu yenilik doğuran bir irade beyanıdır. Söz konusu yazı içeriğinde ise, 30.12.2014 tarihinde gerçekleştirilen feshin davacıya sonradan bildirilmesi söz konusudur. Bu nedenle, davalı Belediyenin 06.01.2015 tarihli yazısı fesih iradesi niteliğinde değildir. Esasen, davacıya tebliğ edilen yazı içeriğinde ekte olduğu söylenen ve dosyaya sunulan davalı Belediyenin Dış İlişkiler Müdürlüğünün 30.12.2014 tarih ve 704 sayılı yazısına göre de, Davalı ... Dış İlişkiler Müdürlüğünce davacının çalıştığı Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğüne davalı şirketten yapılan hizmet alımı kapsamında çalışmakta olan ve isimleri bildirilen personellerin 31.12.2014 tarihi itibariyle ihale sürecinin sona erdiği, tebliğ ve tebellüğ belgelerinin gönderilmesinin istenildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, sözü edilen iç yazışmaya göre de, iç yazışma tarihinden sonra düzenlenen 06.01.2015 tarihli yazı, sadece 31.12.2014 tarihinde gerçekleştirilen feshin davacıya bildirilmesinden ibarettir. Davacının iş akdi davacıya tebliğ edilen yazı ile 06.01.2015 tarihinde değil, 31.12.2014 tarihinde SGK çıkışı verilerek sonlandırılmıştır. Başka bir deyişle, 31.12.2014 tarihinde davalı işveren tarafından bozucu yenilik doğuran irade beyanı gerçekleştirildiğinden, sözleşmenin yeniden daha sonraki bir tarihte feshi mümkün değildir.
Duruşmada dinlenen davacı tanığı ... “…davacı ve ben 31/12/2014 tarihinde davalı işveren tarafından herhangi bir neden belirtilmeden işten çıkarıldık…” şeklinde; davalı şirket tanığı ... ise “…01/01/2015 tarihinde davacının ihaleyi yeni alan firmada girişi yapılmayarak iş akdi feshedilmiş…” şeklinde beyanda bulunduklarından davacının işten çıkarıldığını en geç 01.01.2015 tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir. Bu durumda da, davacı davasını 06.02.2015 tarihinde açtığından, dava 1 aylık hak düşürücü süre içinde açılmamıştır. Davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulü hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3.maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3- Davacı tarafından peşin yatırılan 27,70 TL harcın alınması gerekli 29,20 TL harçtan mahsubu ile eksik 1,50 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine"ye gelir kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalılarca yapılan Yargıtay’a geliş-dönüş dahil toplam 50,10 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"ne göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6- Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
7-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalılara iadesine, 17/03/2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.