15. Ceza Dairesi 2014/13167 E. , 2017/627 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, suç eşyasının satın alınması
HÜKÜM : 1- Sanıklar ..., ..., ... hakkında TCK’nın 155/2, 43/1, 62/1, 53, 51, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet
2- Sanık ... hakkında TCK’nın 165/1, 43/1, 62/1, 51. maddeleri gereğince mahkumiyet
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanıklar ..., ..., ... hakkında verilen mahkumiyet hükümleri ve suç eşyasının satın alınması suçundan sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmü sanık ..., sanık ..., sanık ... müdafii, sanık ... müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklar ...; ... ve ..."un katılan ..."nın şirketinde çalıştıkları, bu çalışma esnasında sanıklardan ..."a ait olan araçla depoda bulunan ve katılana ait olan gıda malzemelerini farklı zamanlarda alıp diğer sanık ..."a sattıklarının iddia edildiği olayda, sanıkların atılı suçları işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar, sanıklar müdafiileri ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Hapis cezası alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanıklara fazla ceza tayini,
2-5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkralarından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "600 gün”, "750 gün”, "625 gün" ve "12.500 TL" adli para cezası terimlerinin tamamen çıkarılarak yerine, sırasıyla "5 gün", "6 gün", "5 gün" ve “100 TL" adli para cezası ibarelerinin eklenmesi yine, sanıklar ...; ... ve ..."a ilişkin hüküm fıkralarından, 5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, "5237 sayılı TCK"nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın c bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 18/01/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
Karşı Düşünce
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kurulan hükümlerin, katılan vekili, sanıklar ve müdafileri tarafından temyizi üzerine sayın çoğunluğun adli para cezasının miktarı yönünden düzeltilerek onamaya ilişkin kararı yerinde değildir. Şöyle ki;
Ayrı gerekçe gösterilmeden yerel mahkemenin adli para cezasını alt sınırın üzerinde belirlemesi hükümde çelişkiye neden olmakta ise de, sayın çoğunluğun kararındaki gibi hükmün düzeltilerek onanması halinde yerel mahkemenin direnme hakkı elinden alındığı gibi, hükmün bu nedenle bozulması sonucu yerel mahkemenin gerekçe göstererek adli para cezasını alt sınırın üzerinde belirlemesine engel bir durum da bulunmadığından, hükmün adli para cezasının ayrı gerekçe gösterilmeksizin alt sınırın üzerinde belirlenmesi suretiyle hükümde çelişkiye neden olunması gerekçesiyle bozulması yerine yerel mahkemenin kararının düzeltilerek onanmasına dair sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. 18.01.2017