23. Hukuk Dairesi 2012/5402 E. , 2012/7711 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen alacak davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 06.07.2012 gün ve 1280 Esas, 4692 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı borçlular hakkında başlattığı icra takibinde, borca kefil olan ...."e ait taşınmaz üzerine haciz konulduğunu, satıştan önce taşınmaz üzerinde lehine ipotek bulunan davalı bankaca borcun sona erdiğinin ancak ipoteğin fekkedilmediğinin bildirildiğini, taşınmazın ihale yoluyla satılması sonrası sıra cetveli yapılması amacıyla davalı bankaya son durum sorulduğunda, bankaca 16.011,25 TL alacakları olduğunun bildirildiğini ve bu meblağın yapılan sıra cetveline göre ipotek alacaklısı olarak görünen davalı bankaya öncelikle ödendiğini, müvekkilinin hukuka aykırı olarak ödenen bu paranın iadesi için davalı bankaya başvuruda bulunduğunu, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, 16.011,25 TL"nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın sıra cetveline itiraz davası olduğunu, ancak yasal bir haftalık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, her ne kadar dava alacak davası olarak nitelendirilmişse de, davanın esas itibariyle sıra cetveline itiraz davası niteliğinde olduğu ve sıra cetvelinin davacı vekiline tebliğinden itibaren yasal yedi günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 06.07.2012 tarih ve 1280 E, 4692 K sayılı ilamıyla, “HUMK"nun 74. (6100 sayılı HMK"nun 26.) maddesi gereğince, hakim tarafların talebi ile bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Bu durumda dava dilekçesinde 16.011,25 TL"nin davalıdan tahsili istenmiş olmasına göre mahkemece tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda ve varsa delilleri toplanıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği” belirtilerek bozulmuştur.
Bu kez, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına ve takdiren 203,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 27.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.