Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2009/8551 Esas 2010/1395 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/8551
Karar No: 2010/1395
Karar Tarihi: 22.2.2010

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2009/8551 Esas 2010/1395 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2009/8551 E.  ,  2010/1395 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :... Asliye 3. Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-


    Davacı vekili, müvekkillerinin desteğinin plakası belirlenemeyen kamyona çarpması suretiyle meydana gelen kazada öldüğünü, davalının zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, 7.500,00 TL tazminatın temerrüt faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili, zamanaşımı def"inde bulunmuş, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davalı ... hakkında TCK’da öngörülen uzamış ceza zamanaşımı uygulanamayacağı gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Ancak, mahkemece davada 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 109. maddesi kapsamında uzamış ceza zamanaşımı uygulanamayacağı gerekçesiyle, davada zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle dava reddedilmiş ise de; 2918 sayılı KTK’nun 108. maddesinde, davalı ... hesabına hangi durumlarda başvurulacağı düzenlenmiş olup, esas itibariyle davalının sorumluluğunun işletenin sorumlu tutulabileceği haller ile sınırlı olduğu da öngörülmüştür. 2918 sayılı KTK’nun “ortak hükümler” başlığı altında yer alan ve 109/2. maddesinde düzenlenen uzamış ceza zamanaşımı süresinin, işleten ve bunun hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu trafik sigortacısı hakkında da uygulanması gerektiğine göre, husumet yöneltilen davalı Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabı hakkında da uzatılmış ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğinin
    kabulünde zorunluluk bulunmaktadır. Nitekim, ne bu yasada, ne de Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabı Yönetmeliğinde de bu hususun aksinin kabulünü gerektirecek herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bu durumda, olay tarihi ile birleşen dava tarihi arasında geçen süre itibariyle ceza zamanaşımı süresinin uygulanamayacağı şeklindeki mahkemenin gerekçesi doğru değildir.
    Ancak bununla beraber somut olayda, olay tarihinde yürürlükte bulunan TCK’nın 102. maddesinde öngörülen 5 yıllık zamanaşımı da dolmuştur. Ceza davasının açılmış olması, hukuk davasındaki zamanaşımını 5 yıla çıkarmakla beraber, bu beş yıllık süre içinde ceza davasında karar verilir ve karar kesinleşir ise hukuk davasındaki zamanaşımı olay tarihinden itibaren 5 yıl olarak kalır. TCK’nın 104. maddesindeki zamanaşımının yarı oranında artması artık bu davada uygulanmaz. Dava konusu olay için 2005 yılında ceza davasında karar verilmiş ve kesinleşmiş olup, artık zamanaşımının uzaması söz konusu değildir.
    Bu itibarla, her ne kadar mahkemenin gerekçesi doğru değil ise de; yukarıda anılan hükümler gereğince somut olayda uzamış ceza zamanaşımının da dolduğu anlaşıldığından, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin mahkeme kararı sonucu itibarıyla doğru olduğu için, açıklanan bu değişik gerekçe ile hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 1,55 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 22.2.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.