Esas No: 2020/9972
Karar No: 2022/9324
Karar Tarihi: 20.09.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/9972 Esas 2022/9324 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Kırıkhan 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada sanık, metruk bina içerisinde baygın halde bulunması ve olay yerinde bulunan (2) iki adet kullanılmış şırınga nedeniyle kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkum edilmiştir. Ancak dosya incelendiğinde, sanığın uyuşturucu veya uyarıcı madde kullandığına ve ele geçen şırıngalara yönelik raporların bulunmadığı anlaşıldığından eksik araştırma ile hüküm kurulduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TCK 191. maddesi uyarınca sanık için temel ceza miktarı \"bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası\" olarak belirlenmiştir. Ancak, hükümden sonra yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK'nın 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan \"Basit Yargılama Usulü\" başlıklı 251. maddesi uyarınca, asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanabileceği belirtilmiştir. Ancak Anayasa Mahkemesi, kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usul
"İçtihat Metni"
Mahkeme : KIRIKHAN 3. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1- 17/06/2014 tarihli olay tutanağında sanığın metruk bina içerisinde baygın halde bulunması ile hastaneye kaldırıldığı ve olay yerinde (2) iki adet kullanılmış şırınga bulunduğu belirtilmiş ise de dosya içeriğinde sanığın uyuşturucu veya uyarıcı madde kullandığına ve ele geçen şırıngalara yönelik raporların bulunmadığı anlaşıldığından raporların getirtilerek denetime imkan verecek şekilde bu dosya içerisinde bulundurulması gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2- Kabule göre; Suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TCK 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK'nın 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 karar sayılı iptal kararı ile, "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "... basit yargılama usulü..." yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişiklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; " mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, "Basit Yargılama Usulü" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 20/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.