3. Hukuk Dairesi 2016/3253 E. , 2017/14260 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının elektrik abonesi olduğunu, 16/01/2006 - 23/03/2006 son ödeme tarihli 2 dönem halinde sarf edilen elektrik tüketiminden dolayı ödenmeyen fatura bedelleri nedeni ile ... 36. İcra Müdürlüğü"nün 2010/39398 sayılı takip dosyası ile takip başlatıldığını, davalının haksız olarak yaptığı itiraz üzerine takibin durduğunu beyan ederek itirazın iptalini ve %40"tan aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, dava konusu abonelik sözleşmesinin bulunduğu cadde üzerinde başka bir yere taşındığını, eski dükkanı depo olarak kullanmaya başladığını, 2004 yılının ekim ayından sonra eski iş yerindeki tüketimin azalması sebebiyle sayacın incelemeye alınacağının söylendiğini, daha sonra davaya konu borcun tahakkuk ettirildiğini, kaçak elektrik kullanımının olmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; benimsenen rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, dava konusu İstanbul 36.İcranın 2010/39398 sayılı takipte davalı borçlunun 154,12 TL alacak için borçlu itirazının iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, takip konusu alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı takdirine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, elektrik faturalarına yönelik yapılan takibe vaki itirazın iptali davası niteliğindedir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde; laboratuvar raporunun esas alınması halinde 1.604,00 TL tutarındaki faturanın son okuma ile sayacın kaldırılma tarihi arasında kaçak tarifesinden ve geriye doğru en fazla 12 ay üzerinden hesaplamaların yapılmasının gerektiği, faturanın ise 19.11.2004 - 03.01.2006 tarihleri arasında 411 gün üzerinden tahakkuk ettirildiği bu nedenle ek tahakkuk ettirilen faturanın yerinde olmadığı
gerekçesi ile davacının talep edebileceği alacağın asıl alacak 65,50 TL’nin takip tarihine kadar hesaplanan gecikme zammı ve KDV’si ile birlikte 154,12 TL olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
Ancak 19.11.2004 tarihinde sayacın kulak mühürlerinin şüpheli olması nedeniyle laboratuvar incelemesi yapılması gerektiğine dair tutulan tutanak üzerine 24.01.2006 tarihli sayaç ayar bakım raporunda, sayacın kulak mühürleri ve numaratörüyle oynanmış olduğu belirtilerek kaçak işleminin yapılmasının uygun olduğu tespiti yapılmıştır. Ayrıca takibe konu 13.03.2006 tarihli 1.604,00 TL’lik faturada da davalının kaçak borcu bulunduğu belirtilmektedir.
Hal böyle olunca, davacı kurum tarafından 24.01.2006 tarihli sayaç ayar bakım raporuna istinaden kaçak işlemi ve kaçak tahakkuku yapıldığı anlaşılmakla, mahkemece; takibe konu faturalardan 1.604,00 TL’lik faturanın dayanağı olan ve dosyada bulunmayan kaçak elektrik tüketim tahakkukuna dair döküm de getirtilerek, dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilerek talep edilen kaçak elektrik bedelinin tutanak tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik ve kurul kararlarında açıklanan yöntemle taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli şekilde rapor alınması gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna dayalı hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK"nun 428.maddesi gereğince davalı taraf yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.