3. Hukuk Dairesi 2017/12881 E. , 2017/14253 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki nafaka arttırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava dilekçesinde; boşandıklarını, bu boşanma ile aylık 250 TL nafakaya hükmedildiğini, boşanma kararının 2011 yılında kesinleştiğini, 2008 yılı koşullarına göre takdir edilen 250 TL nafakanın yetmediğini, hiç bir gelirinin olmadığını, davalının yurt dışında iş yeri sahibi olduğunu, çocuğunun da büyümesi nedeniyle ihtiyaçlarının daha da fazla arttığını, nafaka dışında hiç bir gelir olmadan çocuğunu okutmaya çalıştığını, 2008 yılında verilen 250 TL nafakanın Tefe, Tüfe oranlarının hesaplanması halinde bu nafakanın 750 TL olması gerektiğini, çocuğunun ... Anadolu Lisesi öğrencisi olduğunu, çocuğu için verilen 200 TL iştirak nafakasının yetersiz kaldığını beyan ederek davacı için verilen aylık 250 TL yoksulluk nafakanın 750 TL"ye, müşterek çocuk ... için verilen aylık 200 TL iştirak nafakasının 750 TL"ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesi ile; davacı ve çocuğunun kız kardeşine ait evde kira vermeden oturduklarını, böyle bir dairenin yıllık kira bedelinin 8.000-10.000 TL arasında olduğunu, oturdukları evin elektrik ve su borçlarının da zaman zaman kendisi tarafından ödendiğini, davacının hiç bir geliri olmadığı yönündeki beyanına katılmadıklarını, davacının halen bir gözlükçüde çalışmakta olduğunu, TMK.176.maddeye göre de davalının gelir durumunda bir artma olmadığını, talep edilen nafaka miktarlarının çok fahiş olduğunu, talebin kabul edilemez olduğunu, Yargıtay"ın yerleşmiş içtihatlarına göre de nafaka artırımının yıllık ÜFE oranında yapılması gerektiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının davasının kısmen kabulü ile; ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/80 esas ve 2008/398 karar sayılı kararı ile davacı kadın lehine aylık 250 TL olarak bağlanmış bulunan yoksulluk nafakasının dava tarihi olan 01/09/2015 tarihinden itibaren aylık 400 TL"ye; velayeti davacı annede bulunan müşterek çocuk ... lehine aylık 200 TL olarak bağlanmış bulunan iştirak nafakasının ise dava tarihi olan 01/09/2015 itibaren aylık 400 TL"ye çıkartılmasına, davalıdan alınıp davacıya ödenmesine ve her yıl yıllık ÜFE oranında artırılmasına karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2)TMK"nun 175.maddesine göre; ""Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.""
TMK"nun 176/4. maddesine göre de; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.
Somut olayda; davacının gözlükçüde temizlikçi olarak çalıştığı, 400 TL gelir elde ettiği, 250 TL yoksulluk nafakası aldığı, 1 çocuğunun bulunduğu, ikamet ettikleri evin eski eşinin annesine ait olduğu, kira ödemediği, gayrimenkul ve aracının olmadığı; davalının ise, yurt dışında berber olarak çalıştığı, aylık 1.200 dinar (1.200 TL) gelir elde ettiği, yurda döndüğünde babasına ait evde ikamet ettiği, yurt dışında 150 TL kira ödediği, 1.800 m2 taşınmazının olduğu, aracının olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma davasından sonra tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı anlaşılmaktadır.
O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranı nazara alınmak suretiyle, TMK’nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktara hükmetmekten ibarettir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.