16. Hukuk Dairesi 2014/13707 E. , 2015/1257 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı, ... Köyü çalışma alanında bulunan ve 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında yol boşluğu olarak tespit dışı bırakılan taşınmazın sınırındaki 174 ada 11 parsel ve 173 ada 8 parsel sayılı taşınmazların hissedarı olduğunu belirtip, dava konusu ettiği yol boşluğu olarak tespit dışı bırakılan taşınmaz bölümünün kendi taşınmazlarına eklenmesi talebi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının tespit tarihinden sonraki makul sürede dava açmadığı ve tespitten sonra da 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı ile edinme koşullarının gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine, davalılardan ... Köyü Tüzel Kişiliği aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; kadastro tespitinin 2008 yılında kesinleşmesi nedeniyle tespit öncesi kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak tescil davasının açılabilmesi için davacı tarafça makul sürenin geçirildiği, dava konusu taşınmazın paftasında yol olarak gösterildiği tarih ile davanın açıldığı 27.12.2013 tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinme için sürenin dolmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; mahkemenin kabul ve değerlendirmesi dosya içeriğine uygun bulunmamaktadır. Gayrimenkul mevzuatımızda, hakkında kadastro tutanağı düzenlenmemiş taşınmazlara yönelik olarak açılacak davaları süre yönünden sınırlayan veya kadastro tespit gününden önceki zilyetliğe dayanılmasını engelleyen bir hüküm bulunmadığına göre, mahkemenin bu yöne ilişkin gerekçesinde isabet bulunmamaktadır.
Ancak davacı, dava konusu bölümünün iki yanında bulunan 174 ada 11 ve 173 ada 8 parsel sayılı taşınmazların paydaşı olduğunu ileri sürerek dava açmış olduğu halde yalnızca kendi adına mı yoksa diğer paydaşlarla birlikte paylı olarak mı tescil edildiği sorulup açıklattırılmamış; buna göre dava ehliyeti bulunup bulunmadığı belirlenmemiştir. Hal böyle olunca, davacıya dilekçesi açıklattırılıp, bu husus aydınlığa kavuşturulmalı; davacı ile paydaşları arasındaki ilişkinin elbirliği mülkiyeti halinde olduğunun anlaşılması halinde talep tüm mirasçılar adına tescile ilişkinse tasarrufi işlemlerden olan davanın tüm mirasçılarca yürütülmesi gerektiği göz önüne alınarak ya diğer mirasçıların davaya muvafakatlarının sağlanması ya da terekeye temsilci atanması için davacıya süre ve imkan tanınması; elbirliği mülkiyetinde yalnız bir mirasçı adına tescili talep edilemeyeceği gibi miras payının tescilinin de istenemeyeceği ancak paylı mülkiyetin söz konusu olduğu halde davanın paya yönelik açılabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Bundan sonra mahkemece, aktif dava ehliyetinin sağlandığının anlaşılması halinde niteliği itibariyle davanın kadastro öncesi hakka dayalı olarak tescil harici bırakılan taşınmazın tapuya tescili istemi ile açılan davanın 4071 sayılı TMK"nın 713. maddesine uygun olarak yasal hasım durumunda bulunan ... Köyü Tüzel Kişiliğine yöneltilmiş olduğu göz önüne alınarak işin esasına girilip tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delilleri toplanarak, gerekli tüm araştırmalar ve yasal ilanlar yapılmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yasal dayanağı bulunmayan gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
18.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.