Esas No: 2021/4203
Karar No: 2022/14650
Karar Tarihi: 19.09.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/4203 Esas 2022/14650 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığın yokluğunda verilen hükmün, doğrudan Mernis adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince yapılan tebliğ işlemi usulsüz olduğu gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Ayrıca; sahte belge sayısı ve kastın yoğunluğu dikkate alınarak cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiği, suça konu belgenin müsaderesine karar verilmesi gerektiği, avukatlık ücreti hükmolunmaması, katılma talebi hakkında karar verilmemesi ve TCK'nin 53. maddesi uygulamasının Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararıyla yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenlerle hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri ise şöyle açıklanmıştır:
- Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi: Tebligat, taraf veya ilgililerin son işlem tarihindeki adreslerine taahhütlü olarak yapılır.
- CMK'nin 260/1. maddesi: Hüküm kesinleşmeden önce, taraflardan birinin yasa yollarına başvurma hakkı bulunur.
- CMK'nin 237/2. maddesi: Katılma talepleri hakkında karar verilir.
- TCK'nin 61. maddesi: Ceza miktarının belirlenmesinde kanunda öngörülen alt sınırın altına inilmemesi gerektiği belirtilmektedir.
- TCK'nin 54. maddesi: Suçta kullanılan eşyaya müsadere kararı verilebileceği belirtilmektedir.
- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi: Avukatlık ücretlerini düzenleyen bir tarifedir.
- TCK'nin 53. maddesi: Suçun işlenmesinde kullanılan eşyanın müsaderesine karar verilebileceği belirtilmektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
Sanığın yokluğunda verilen hükmün, doğrudan Mernis adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince yapılan tebliğ işlemi usulsüz olduğundan, sanığın öğrenme üzerine hükmü yasal süresinde temyiz ettiği kabul edilerek ve katılma talebi bulunan ancak bu konuda bir karar verilmeyen müşteki ...’nun 5271 sayılı CMK'nin 260/1. maddesi uyarınca yasa yollarına başvurma hakkı bulunduğu belirlenerek ve aynı Kanun'un 237/2. maddesi gereğince katılmasına karar verilerek yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanık ve katılan vekilinin diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
1)Sahte belge sayısı ve kastın yoğunluğu dikkate alınıp 5237 sayılı TCK'nin 61. maddesi uyarınca temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2)Suça konu belgenin dosyada delil olarak saklanması yerine, TCK‘nin 54. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi,
3)Sanığın mahkûmiyetine karar verildiği halde, kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu avukatlık ücretine hükmolunmaması,
4)Katılma talebi olduğu halde müşteki ...’un talebi hakkında bir karar verilmemesi yasaya aykırı,
5)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve katılan ... vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 19.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.