16. Hukuk Dairesi 2015/529 E. , 2015/1241 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında .... Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 142 ada 13 parsel sayılı 33.792,57 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit paylarla ..., ..., ... ve ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., yasal süresi içinde tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ve çekişmeli parselin (A) harfi ile gösterilen bölüm adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece 142 ada 5-6 ve 13 nolu parsellerin fen bilirkişilerin raporlarında ve ekli krokilerde (A) harfi ile gösterilen kısımlarının 1/2 hisselerine ilişkin olarak davacının tapu kayıtlarına göre hak sahibi olduğu gerekçesi ile 1/2 hisseli kısmına ilişkin tespitlerin iptaliyle davacı adına tesciline karar verilmiştir. Davacının dayanağı olan ve hükme esas teşkil eden 20.06.1970 tarih ve 12 sıra numaralı tapu kaydının geldisi olan 17.09.1956 tarih ve 12 sıra numaralı tapu kaydı olup, bahsi geçen tapu kaydı incelendiğinde ..... İskan Komisyonu tarafından 08.08.1955 tarih ve 23 sıra numarası ile Bulgaristan göçmenlerinden .... ve ailesine tahsis ve temlik edilmek sureti ile tescil edildiği anlaşılmış olup, mahkemece İskan Komisyonu çalışmalarına dair evrak varsa haritaları ve davacının tutunduğu tapunun tüm dayanakları getirtilmemiş, mahallinde yapılan tapu uygulamasında Kadastro Kanunu 20. maddesi dikkate alınmamış, hükme esas alınan tapu kaydı ile geldisi olarak görünen tapu kaydının hudutları farklılık arzettiği halde bu farklılığın neden kaynaklandığı idareden sorulmamış, dayanak tapunun geldisi olarak gözüken 20.06.1970 tarih ve 11-12 sıra numaralı tapu kayıtlarının ne şekilde ayrıldığı üzerinde durulmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm verilemez. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılması için, öncelikle Mahkemece İskan Komisyonu çalışmalarına dair evrak varsa haritaları ve davacının tutunduğu tapunun tüm dayanakları bulundukları yerlerden getirtilmeli, hükme esas alınan tapu kaydı ile geldisi olarak görünen tapu kaydının hudutları farklılık arzettiği halde bu farklılığın neden kaynaklandığı idareden sorulmalı, dayanak tapunun geldisi olarak gözüken 20.06.1970 tarih ve 11-12 sıra numaralı tapu kayıtlarının ne şekilde ayrıldığı belirlenmeli, dosya ikmal edildikten sonra mahallinde 3 kişilik yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve uzman bilirkişi huzuruyla keşif icra edilmelidir. Taşınmazın başında icra edilecek keşif sırasında davacı tarafın dayandığı tapu kaydı ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle birlikte okunup 3402 sayılı Yasa’nın 20. maddesinde belirtilen esaslar çerçevesinde yerel bilirkişi aracılığı ile yöntemince uygulanmalı, tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsayıp kapsamadığı ve kapsamının neresi olduğu belirlenmeye çalışılmalı, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için HMK"nın 31. madde uyarınca taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, teknik bilirkişiye yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği hudutlar haritasında işaret ettirilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, beraberde götürülecek teknik bilirkişiye dayanak tapu kaydının ve varsa haritasının kapsadığı alanı gösterir ve keşli takibe imkan verir harita düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 17.02.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.