Hırsızlık - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2020/5560 Esas 2020/9497 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/5560
Karar No: 2020/9497
Karar Tarihi: 15.10.2020

Hırsızlık - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2020/5560 Esas 2020/9497 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, bir hırsızlık olayı için yapılan mahkumiyet hükmü üzerine yapılan temyiz başvurusunu inceledi. Mağdurun beyanlarına göre, aracın kapı kilidi ile kontak anahtarı farklıydı ve kapıyı kilitleyen mağdur, kontak anahtarını aracın üzerinde bırakmıştı. Ancak sanık tüm savunmalarında kapının kilitli olmadığını belirtti. Kolluk güçleri de tutanakta araç kapısının zorlanarak açıldığına dair bir bilgi vermedi. Mahkeme, sanığın beyanlarına göre aracın kapılarının kilitli olmadığına dair yeterli delil olmadığını vurguladı. Ancak yapılan incelemede, suçun hırsızlık suçu olarak kabul edildiği ve uzlaşma kapsamına alındığı belirlendi. Bu nedenle, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğine karar verildi. Kanun maddeleri olarak, Türk Ceza Kanunu'nun 142/1-e maddesi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 141. maddesi ile, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253, 254 ve 35. maddeleri referans gösterildi.
(Kapatılan)13. Ceza Dairesi         2020/5560 E.  ,  2020/9497 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
    Mağdur beyanlarında, aracın kontak anahtarı ile kapı kilidinin farklı olduğunu, kontak anahtarını aracın üzerinde bıraktığını, ancak kapı kilidiyle aracın kapılarını kilitlediğini bildirdiği, ancak sanığın aşamalarda alınan tüm savunmalarında aracın kapılarının kilitli olmadığını belirtmiş olması, aynı gün araç yakalanınca kolluk güçlerince tutulan tutanakta araç kapısının zorlanarak açıldığına dair bulgu olduğuna ilişkin herhangi bir bilginin bulunmaması gözetildiği ve Mahkeme gerekçesinde “sanığın beyanlarının aksine araç kapısının kilitli olduğuna dair yeterli delilin olmadığı, mağdurun araç kapısını kilitlediğini sanarak kilitlemeden park ettiğinin kabul edilmesi gerektiği” belirtildiği halde sanık hakkında TCK’nın 142/1-e maddesi uygulanmış ise de, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK"nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunu oluşturduğu ve bu suçun da uzlaşma kapsamına alındığı belirlenerek yapılan incelemede;
    Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK"nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 7/2. maddesi uyarınca; ""Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur."" hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK"nın 254. maddesi uyarınca aynı kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 15/10/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.