23. Hukuk Dairesi 2012/5569 E. , 2012/7652 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki konut tahsisi, tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı zaman aşımı nedeniyle davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı ... tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı ... ile davalı vekili Av. ... ve kooperatif başkanı... gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, davalı kooperatifin ortağı olan müvekkilinin yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirmesine rağmen davalı kooperatifin müvekkilini ortaklıktan çıkarma ve dairesini vermeme eğiliminde olduğunu, daha önce verilen çıkarma kararlarının iptal edildiğini, kooperatifin, müvekkiline daire vermemek amacıyla müvekkiline ait değişik adreslere ihtar ve tebligat gönderilerek yargı kararlarının uygulanmadığını, müvekkiline ait dairenin başka ortağa tahsis edildiğini ileri sürerek, müvekkiline tahsis edilen dairenin iadesine, konuta ilişkin yoksun kalınan kira tazminatının tahsiline, konut verilmemesi halinde ise, emsal değerinin ve diğer ortak...’ya ödenen tazminatın %15 fazlasının temerrüt faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalı kooperatif yönetim kurulunun 06.07.2004 tarihli kararıyla kooperatif ortaklığından çıkarıldığını, davacının tebliğ edilen karar süresinde itiraz etmemesi nedeniyle kararın kesinleştiğini, davanın çıkarma kararından yaklaşık 6 yıl sonra açıldığını ve istemin zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia,savunma,benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının kuruluş aşamasında kooperatife ortak olduğu, daha önceki çıkarma kararlarının mahkemece iptal edilerek kesinleştiği, kooperatif yönetimince 2004 yılında aidat borcunun ödenmesi amacıyla iki ihtar keşide edilerek ihtara konu borcun süresinde ödenmemesi nedeniyle yönetim kurulunun 06.07.2004 tarihli kararıyla davacının ortaklıktan çıkarılmasına karar verildiği, çıkarma kararının davacıya tebliğ edilerek 14.10.2004 tarihinde kesinleştiği, çıkarma kararının kesinleşmesinden sonra davacının kooperatife yaptığı 745,00 TL aidat ödemesinin ortak cari hesabında değil ayrı bir hesap olan kooperatif borçları hesabında takip edilerek diğer çeşitli borçlar hesabında muhasebeleştirilmesi nedeniyle, davacının çıkarma kararı sonrasında da ortaklığının benimsenmediğinden davacının ortaklığa bağlı olan daire tahsisi ve kira tazminatı isteyemeyeceği, davacının tazminat isteminin 1163 sayılı Kanun’un 17. maddesindeki çıkma payı alacağı olarak nitelendirilmesi halinde ise, çıkarma kararının
kesinleştiği 2004 yılı bilançosunun 26.06.2005 tarihli genel kurulda görüşülmesi nedeniyle alacağın 26.07.2005 tarihinde muaccel hale geldiği, muacceliyet tarihi ile dava tarihi arasında 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Dava, konut tahsisi, olmadığı takdirde konut bedeli ile kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı hakkındaki ihraç kararının kesinleşmesi nedeniyle kooperatif ortaklığına özgü tahsis ve tazminat istenemeyeceği, çıkma payı alacağının ise zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonucun dosya kapsamındaki delillere uygun olduğu söylenemez. İhraç kararının, 14.07.2004 tarihinde, tebliğ edildiğinin kabulü halinde davcının bu tarihten sonra 2006 yılına kadar aidat ödemeye devam ettiği ve bilirkişi raporundaki açıklama şeklinden, davalı kooperatifçe aidat olarak ödenen miktarların hesaptan alınarak muhasebeleştirildiği, ihraç kararının tebliğinden sonra yapılan 26.06.2005, 30.04.2006 tarihli kooperatif genel kurullarına ortak sıfatıyla cağrıldığı, davacınında bu genel kurullara katılarak hazirun cetvellerini imzaladığı anlaşılmıştır. Her ne kadar, mahkemece, davacının ihraç sonrası ödediği aidatın kooperatif muhasebe kayıtlarında “ortak cari hesabında” değil de ayrı bir hesap olan kooperatif borçlarının takip edildiği “diğer çeşitli borçlar hesabı”nda muhasebeleştirilmesi nedeniyle kooperatifin bu ödemeleri aidat olarak benimsemediği sonucuna varılmış ise de, gerek aidat ödemelerinin ihraç sonrası ihtirazi kayıt olmaksızın alınarak ihraç edilen ortağa dava tarihine kadar iade edilmemesi, gerekse genel kurullara davacının ortak sıfatıyla çağrılması ve toplantılara ortak sıfatıyla katılması birlikte değerlendirildiğinde, davacının ihraç kararı kesinleşmiş olsa bile, kooperatifçe zımnen ve yeniden ortaklığının benimsendiğinin kabulü gerekir. Mahkemece, açıklanan bu nedenlerle davacının kooperatif ortağı olduğu kabul edilip, taraf delillerinin bu kapsamda değerlendirilerek davacının istemleri hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.