Esas No: 2021/14429
Karar No: 2022/14715
Karar Tarihi: 20.09.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/14429 Esas 2022/14715 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/14429 E. , 2022/14715 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
1) "Resmi belgede sahtecilik" suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelemesinde;
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı, tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanık ve müdafisi ile katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
2) "Özel belgede sahtecilik" suçundan kurulan beraat hükmünün incelenmesinde;
Sanığa yüklenen "özel belgede sahtecilik" suçunun Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e maddesinde öngörülen olağan dava zamanaşımının, kesen son sebep olan sanığın sorgusunun yapıldığı 13.02.2014 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla sanık ve müdafisi ile katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun'un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağan dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
3) "Nitelikli dolandırıcılık" suçlarından kurulan beraat ve mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Sanığın kendisini avukat olarak tanıtarak katılanla hukuk danışmanlık sözleşmesi gerçekleştirip katılan aleyhine İstanbul 6. İcra Müdürlüğünde bu sözleşmeden kaynaklı takip başlattığı, bu takip neticesinde katılanın aleyhine bankalar nezdindeki alacaklarına haciz işlemi gerçekleştiği, bu olaydan kısa bir süre sonra da sanığın, borçlu kısmında katılanın sahte imzası olan 100.000 TL meblağlı senedi katılan aleyhine İstanbul 36. İcra Müdürlüğünde takibe koyduğu ve bu takip sonucu katılanın şirket hisselerine haciz işlemi gerçekleştiği sabit olan olaylarda; sanığın kendisini avukat olarak tanıtıp gerçekleştirdiği danışmanlık sözleşmesini icra dairesini aracı kılarak takibe koymasından kısa süre sonra sahte bonoyu takibe koyarak haciz işlemi sağlamış olması karşısında, sanığın zincirleme şekilde tamamlanmış nitelikli dolandırıcılık suçundan cezalandırılması gerekirken, danışmanlık sözleşmesinin icra takibine konulması eyleminde nitelikli dolandırıcılık suçundan beraatine, sahte bononun icraya konulması eyleminden ise teşebbüs aşamasında kalmış nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine hükmedilmesi,
Yasaya aykırı, sanık ve müdafisi ile katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 20.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.