Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/5464
Karar No: 2012/7632
Karar Tarihi: 24.12.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/5464 Esas 2012/7632 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2012/5464 E.  ,  2012/7632 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tapu tahsisinin iptali, mümkün olmazsa alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalının kooperatif üyesi olduğunu, eşinin ise 2007 yılında yönetim kurulu başkanlığından azledilmiş olduğunu, davalının eşinin başkan olduğu dönemde bazı üyelerle birlikte davalıya kat irtifakı tapusu verildiğini, davalı tarafından ödemelerin yapılmadığını, ancak eş... tarafından yapılmış gibi gösterildiğini, bu şekilde 61.000,00 TL ödeme ortaya çıkarıldığını, bunun üzerine davalıya gerçek ödemeler için süre verildiğini, davalının ise ödeme ve banka dekontları ibraz etmediği gibi borca itiraz ettiğini, diğer üyelerin aidat ve sair gelir ödeme miktarlarının 107.250,00 TL olduğunu,davalının ise 41.480,00 TL ödemesinin bulunduğunu ileri sürerek, davalıya haksız olarak yapılan kat irtifak tapu tahsisinin iptaline, mümkün olmadığı takdirde davalının halen ödemesi gereken ve taşınmazın aynından kaynaklanan 65.770.00 TL"lik alacağın 17.06.2008 tarihinden itibaren işleyecek aylık %3 gecikme faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, zamanaşımı süresinin dolduğunu, davalının noter aracılığıyla kat irtifak tapusu aldığını ve ödemeleri gerek banka aracılığıyla gerekse de yevmiye defterine yazdırmak suretiyle yaptığını, davacı tarafça yevmiye defterine yapılan ödemelerin geçersizliği öne sürülerek davalının mağdur edilmeye çalışıldığını, davalı gibi ödeme yapan başka üyeler de olduğunu savunarak,davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı kooperatifin bir üyesinin ödemesi gereken toplam bedelin 107.250,00 TL olduğu, davalının usulüne uygun olarak resmi kayıtlarda 41.480,00 TL ödemesinin bulunduğu, yevmiye defter kayıtlarında davalının 61.000,00 TL tutarında ödemesinin gösterildiği, ancak bunun dayanak belgesi bulunmadığından bu anlamda gerçek bir ödeme mahiyetinde olmadığı, bu itibarla davalının davacı kooperatife borcunun 65.770,00 TL olduğu gerekçesiyle,davanın kabulü ile 65.770,00 TL "nin 17.06.2008 tarihinden itibaren işleyecek %3 gecikme faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı,davalı vekili temyiz etmiştir.
    1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2) Dava,aidat ve sair ödeme miktarlarının tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu ve ek raporu hüküm kurmaya yeterli olmayıp, subjektif değerlendirmeler içermekte, davalı kooperatif defterlerinin usulüne uygun olarak tutulup tutulmadıkları da anlaşılamamaktadır.
    Hükme esas alınan bilirkişi raporunda 01.08.2005 tarihinde kasaya nakit yatan 11.000,00 TL ve 15.10.2006 tarihindeki 50.000,00 TL olmak üzere 61.000,00 TL eksik ödeme olduğu belirtilmiştir. Mahkemece, davalının, davacının talep ettiği alacağın zamanaşımına uğradığını def"i yoluyla savunduğu gözönünde bulundurularak, borcun BK"nın 126/4. maddesindeki 5 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde istenilip istenilmediği hususunda herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmaması doğru olmamıştır.
    Öte yandan, hüküm tarihinden sonra (borcun tamamen veya kısmen zamanaşımına uğramadığı sonucuna varılması halinde) temyiz aşamasında; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu"nun 7. maddesinde aynen "Türk Borçlar Kanunu"nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76"ncı, faize ilişkin 88"nci, temerrüt faizine ilişkin 120"nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138"nci maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır. " hükmüne yer verilmiştir.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 88. maddesinin "Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranını yüzde elli fazlasını aşamaz." hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur." düzenlemesine yer verilmiştir.
    Kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranının anılan yasal düzenlemedeki yerine gelince; para borçları açısından borçlu temerrüdüne bağlanan sonuçlardan birisi, temerrüt faizi ödeme yükümlülüğüdür. Temerrüt faizi borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık olması itibariyle, zamanında ifa etmeme olgusuyla doğrudan bir bağlantı içindedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 42. maddesine göre genel kurul bütün üyeleri temsil eden en yetkili organ olup, kanun veya anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar verme yetkini haizdir. Konut Yapı Kooperatifi Tip Anasözleşmesi"nin 23/1. maddesinin 6. bendi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek genel kurulun yetkisi dahilindedir.
    Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidatın veya şerefiye bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek yoktur. Ayrıca genel kurullarca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar. Bu durumda, 818 sayılı BK"nın 101/2. ( 6098 sayılı TBK"nın 117.) maddesi hükmü karşısında, genel kurulun belirlediği tarih kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde
    düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Anapara faizi ise, borçlunun henüz temerrüde düşmeden ödemesi gereken sözleşmeyle kararlaştırılan faizdir. Bu durumda, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, TBK" nın 88. maddesinde düzenlenen anapara faizi olmayıp, 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır.3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun" un 2/1. maddesi gereğince, bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1. maddede belirlenen yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur. Maddenin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir. Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak faizi oranını belirlerken, yukarıdaki paragrafta belirtilen 6098 sayılı TBK’nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate alınmak zorundadır.
    Dava dilekçesinde, alacağın17.06.2008 tarihinden itibaren işleyecek aylık %3 gecikme faizi ile birlikte tahsil edilmesi talep edildiği halde mahkemece,ne şekilde tespit edildiği belirlenemeyen 17.06.2008 tarihinden itibaren, infazda tereddüt uyandıracak şekilde, aylık ya da yıllık olduğu belirtilmeksizin işleyecek %3 gecikme faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Somut olayda, mahkemece hükmedilen işleyecek temerrüt faizi oranı, 6098 sayılı TBK"nın 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faizi oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata, yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır.
    Bu durumda, mahkemece, davalının zamanaşımı def" inin incelenmesinden sonra tamamen ya da kısmen zamanaşımına uğramadığı belirlenen alacak bölümüyle ilgili olarak alacağın esasını oluşturan tüm genel kurul kararları,kooperatif defter ve kayıtları getirtilip kooperatif konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla genel kurul kararlarına göre ödenmesi gereken ödemeleri, davalının yaptığı ödemeler, kooperatif defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulup tutulmadığı, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 23.maddesindeki eşitlik ilkesi gözönüne alınarak diğer ortaklardan ne şekilde tahsilat yapıldığı hususlarında inceleme yaptırılarak ve karar tarihinden sonra yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, denetime elverişli, ayrıntılı, gerekçeli yeni bir bilirkişi raporu alındıktan sonra oluşacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 24.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi