Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/5416
Karar No: 2012/7630
Karar Tarihi: 24.12.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/5416 Esas 2012/7630 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2012/5416 E.  ,  2012/7630 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit, istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -K A R A R-
    Davacı vekili,müvekkilinin davalı kooperatifin üyelerinden ...l"ın üyelik hissesini 15.04.2005 tarihinde devir aldığını, devir aldığı tarihten sonraki tüm hükümlülüklerini yerine getirdiğini, ..."ın üye olduğu dönemden kalma ( 1999 yılı 5, 6, 7 ,8 ayları) ilişkin toplam 500,00 TL aidat borcu bulunduğu belirtilerek 12.150,00 TL asıl alacak, 10.618,50 TL gecikme cezası olmak üzere toplam 23.768,00 TL olarak davacıdan istendiğini, oysa davacının bu miktardan sorumlu olmadığını ileri sürerek, davacının 30.06.2011 tarihli yönetim kurulu kararı ile yapılan bildirimdeki gibi davalı kooperatife borçlu olmadığının tespiti ile ihtirazi kayıt ile ödenen miktardan fazlaya dair hakkı saklı kalmak üzere şimdilik 12.000,00 TL"sinin istirdadını talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının hisse devir alımı yolu ile kooperatife üye olduğunu, geçmişe dönük olarak yapılan kontroller ve hesaplamalar sonucu 1999 yılına ait dört aylık aidat borcunun gecikme zammı ve faizleri ile birlikte hissenin son sahibi olan davacıdan ve hisse devrini yapan ..."dan istendiğini, davacı ile hisse devir aldığı ... arasındaki protokolün kooperatifi bağlamadığını, geçmiş dönem kooperatif yönetiminin aidatlar, muhasebe kayıtları ve başka usulsüz işlemleri nedeni ile denetim kurulu tarafından savcılığa şikayet edildiğini, aidat borcunun önceki üye ..."a 26.03.2004 ve 16.06.2004 tarihlerinde çekilen ihtarlar ile bildirilip istenmesine rağmen ödenmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; borcun ..."ın devir aldığı tarihten önce doğduğu, ancak Kooperatifler Kanunu"nun 35.maddesi gereği şahsen sorumlu veya ek ödemeler ile yükümlü bir kooperatifte durumunu bilerek yeni giren kimsenin girişinden önce doğmuş olan borçlardan diğer ortaklar gibi sorumlu olacağından buna aykırı sözleşme hükümleri ile ortaklar arasındaki anlaşmaların üçüncü şahıslar hakkında hüküm ifade etmeyeceği, davacının, ... ile yaptığı protokolde kooperatifin taraf olmadığı, ödenmeyen aidatlar için 13.680,67 TL asıl alacak, 12.057,18 TL gecikme cezası olmak üzere toplam 25.737,85 TL borç bulunduğu, hisse sahibi olan davacının bu miktardan sorumlu olduğu gerekçesiyle,davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
    2)Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
    Hükme esas alınan bilirkişi raporunda Mayıs 1999 tarihinden Mayıs 2011 tarihine kadar davacının asıl alacak ve temerrüt faizi borcu hesaplanmıştır. Mahkemece, davacının, davalı tarafça istenen alacağın zamanaşımına uğradığını da iddia ettiği gözönünde bulundurularak, borcun BK"nın 126/4. maddesindeki 5 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde istenilip istenilmediği hususunda herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmaması doğru olmamıştır.
    Öte yandan, (borcun tamamen veya kısmen zamanaşımına uğramadığı sonucuna varılması halinde) temyiz aşamasında; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu"nun 7. maddesinde aynen "Türk Borçlar Kanunu"nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76"ncı, faize ilişkin 88"nci, temerrüt faizine ilişkin 120"nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138"nci maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır. " hükmüne yer verilmiştir.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 88. maddesinin "Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranını yüzde elli fazlasını aşamaz." hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur." düzenlemesine yer verilmiştir.
    Kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranının anılan yasal düzenlemedeki yerine gelince; para borçları açısından borçlu temerrüdüne bağlanan sonuçlardan birisi, temerrüt faizi ödeme yükümlülüğüdür. Temerrüt faizi borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık olması itibariyle, zamanında ifa etmeme olgusuyla doğrudan bir bağlantı içindedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 42. maddesine göre genel kurul bütün üyeleri temsil eden en yetkili organ olup, kanun veya anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar verme yetkini haizdir. Konut Yapı Kooperatifi Tip Anasözleşmesi"nin 23/1. maddesinin 6. bendi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek genel kurulun yetkisi dahilindedir.
    Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidatın veya şerefiye bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek yoktur. Ayrıca genel kurullarca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar. Bu durumda, 818 sayılı BK"nın 101/2. ( 6098 sayılı TBK"nın 117.) maddesi hükmü
    karşısında, genel kurulun belirlediği tarih kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Anapara faizi ise, borçlunun henüz temerrüde düşmeden ödemesi gereken sözleşmeyle kararlaştırılan faizdir. Bu durumda, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, TBK" nın 88. maddesinde düzenlenen anapara faizi olmayıp, 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır.3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun" un 2/1. maddesi gereğince, bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1. maddede belirlenen yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur. Maddenin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir. Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak faizi oranını belirlerken, yukarıdaki paragrafta belirtilen 6098 sayılı TBK’nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate alınmak zorundadır.
    Somut olayda, hükme esas bilirkişi raporunda Mayıs 1999 tarihinden Mayıs 2011 tarihinde kadar davacının aidat ve gecikme faizi borcu hesaplanmış olup, davacının borcu kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan davacının menfi tespit ve istirdat istemine konu ettiği borç kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK’nın 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olduğundan, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata, yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır.
    Bu durumda, mahkemece, davacının zamanaşımı iddiasının incelenmesinden sonra tamamen ya da kısmen zamanaşımına uğramadığı belirlenen aidat ve gecikme faizi miktarının saptanması halinde karar tarihinden sonra yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, gerektiğinde bilirkişiden gerekçeli, açıklamalı ve denetime elverişli bir rapor alınmak ve sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, alınması gereken harç peşin yatırıldığından davalıdan yeniden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 24.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi