BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1119 Esas 2019/1036 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2018/1119
Karar No: 2019/1036
Karar Tarihi: 05.11.2019

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1119 Esas 2019/1036 Karar Sayılı İlamı

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1119 Esas
KARAR NO: 2019/1036
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 25/09/2018
KARAR TARİHİ: 05/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; ----. İcra Müdürlüğü'nün --- esas sayılı dosyasından -------- tarihinde birinci haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, -- tarihinde ise banka genel müdürlüğüne tebliğ edildiğini, davacı banka tarafından yapılan inceleme sonucunda davalı takip borçlusunun davacı banka hesabında 817,15 TL bakiye bulunduğu ve bu hesap üzerinde davacı bankanın rehin/alacak hakkı olduğunun anlaşıldığını, buna ilişkin cevabın 11.06.2018 tarihinde - üzerinden gönderildiğini, ilgili haciz ihbarnamesine süresinde cevap verildiğini, buna rağmen aynı icra dosyası için davacı bankaya ikinci haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, ikinci haciz ihbarnamesine de süresinde itiraz edildiğini, 20.09.2018 tarihinde aynı takip dosyasından 14.09.2018 tarihli üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiğini, birinci ve ikinci haciz ihbarnamesine süresinde ve usulüne uygun olarak itiraz eden davacıya gönderilen üçüncü haciz ihbarnamesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiş, davacı bankaya tebliğ edilen tüm haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz edildiğinin ve davalı alacaklı ile davalı borçluya borçlu olunmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı borçlu üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı ----vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; fiziki icra dosyasında ve UYAP'ta mevcut olmayan cevap yazılarının ----hesabına ya da muhabere bürosuna verildiğinin davalı tarafından bilinmesinin mümkün olmadığı, davacının davalıya üçüncü haciz ihbarnamesi göndermesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığını, fiziki icra dosyasında ya da ---- birinci haciz ihbarnamesine ---- tarafından verilen bir cevap bulunmadığının ---. İcra Müdürlüğü'nün ---- tarihli karar tensip tutanağı ile sabit olduğunu, davacının davalı şirkete borçlu olmadığının tespiti talebinin kabul edildiğini, Hmk 312. Madde ve emsal Yargıtay kararları uyarınca davanın açılmasına sebebiyet vermeyen davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini, diğer davalı yönünden davanın ayrılmasını talep etmiştir.
Dava, İcra ve İflas Kanunu m.89 kapsamında menfi tespit istemine ilişkindir.
İİK'nun 89/3 maddesine göre açılan davanın 3.haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiği, somut olayda üçüncü haciz ihbarnamesi davacıya 20/09/2018 tarihinde tebliğ edilmiş olup eldeki davanın ise 25/09/2018 tarihinde, yani hak düşürücü sürede açıldığı görüldü.
İİK'nun 89.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasının davalısının takip alacaklısı olduğu, ancak takip alacaklısı yanında takip borçlusunun davalı gösterilmesinde de usule aykırılık bulunmadığı, nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun --- --gün, --- Sayılı kararı da bu yönde olduğu görüldü.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, HMK. 308. maddesi gereği son bulduğu, davalının davacının talep sonucunu ön inceleme tutanağı imzalanmadan tamamen kabul ettiği anlaşıldı. Uyuşmazlığın tespit edilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davayı kabul, HMK’nın 308. Maddesi uyarınca davacının talep sonucuna muvafakat etmesi niteliğinde olup HMK’nın 310. Maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye değin yapılabilir. Varılan sulh gereği davalı yan vekilinin davanın kabulüne ilişkin beyanı davaya son veren taraf işlemi niteliğinde olup HMK'nın 311. ve 74. maddeleri de gözetildiğinde kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğurucudur.
HMK 74. madde de davaya vekâlette özel yetki verilmesini gerektiren hâller başlığı altında "Açıkça yetki verilmemiş ise vekil; sulh olamaz, hâkimi reddedemez, davanın tamamını ıslah edemez, yemin teklif edemez, yemini kabul, iade veya reddedemez, başkasını tevkil edemez, haczi kaldıramaz, müvekkilinin iflasını isteyemez, tahkim ve hakem sözleşmesi yapamaz, konkordato veya sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması teklifinde bulunamaz ve bunlara muvafakat veremez, alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına başvuramaz, davadan veya kanun yollarından feragat edemez, karşı tarafı ibra ve davasını kabul edemez, yargılamanın iadesi yoluna gidemez, hâkimlerin fiilleri sebebiyle Devlet aleyhine tazminat davası açamaz, hangileri hakkında yetki verildiği açıklanmadıkça kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarla ilgili davaları açamaz ve takip edemez." hükmü düzenlenmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılamaya göre; davalı vekilinin cevap dilekçesinde davacının talep sonucunun kabul edildiğini beyan ettiği, vekaletnamenin incelenmesinde davalı vekilin davayı kabule ilişkin özel yetkisinin bulunduğu, dava konusunun tarafların serbestçe üzerinde tasarruf edebileceği bir konu olduğu, kabule ilişkin beyanın HMK'nın 309. maddesindeki şartları taşıdığı, bu itibarla taraflar arasındaki uyuşmazlığın son bulduğu anlaşıldığından açıklanan gerekçeler ile aşağıdali şekilde karar vermek gerekmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 326/2. maddesi gereğince; kural olarak yargılama giderleri, davadaki haklılık oranına göre haksız çıkan tarafa yükletilir. Yine aynı Kanun'un 331/1. maddesinde de; "...Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder..." biçiminde düzenleme bulunmaktadır.
Dosya içeriğinden, davalının üçüncü haciz ihbarnamesini göndererek eldeki davanın açılmasına sebebiyet verdiği, davacı tarafın birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine usulüne uygun olarak itiraz edip üzerine düşen görevleri yaptığı, itiraz dilekçelerinin dosyaya girmemesinin ise İcra Müdürlüğünden kaynaklandığı anlaşılmaktadır (Yargıtay -- HD. -- Esas, ------ Karar). Açıklanan nedenlerle davanın açılmasında kusuru bulunmayan davacı yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir. 2019 yılı AAÜT'nin 6. maddesinde anlaşmazlığın kabul nedeniyle, ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilmesi halinde, tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına hükmolunacağı düzenlenmiştir. Bu doğrultuda harca esas değer olarak gösterilen tutar üzerinden hesaplanan vekalet ücretinin yarısına hükmedilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabul nedeniyle kabulüne,
Davacının ---. İcra Müdürlüğü'nün ---- Esas sayılı dosyasında gönderilen haciz ihbarnameleri dolayısıyla davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 14,80 TL karar ve ilam harcının alınan 35,90 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 21.10 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.362,50 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı ve 35,90 TL peşin harç toplamı: 71,80 TL ile 143,90 TL posta yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/11/2019

Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.