12. Ceza Dairesi 2015/13488 E. , 2016/11124 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : Beraat
Taksirle yaralama suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Davanın niteliği gereği, katılan vekilinin duruşmalı inceleme isteğinin 1412 sayılı CMUK"nın 318 ve CMK"nın 299. maddeleri gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede,
Sanıklardan ..."un ... ilçesinde faaliyet gösteren ...Tıp Merkezi"nde doktor olarak, diğer sanık ... ...ın ise hemşire olarak çalıştıkları, 23/11/2013 tarihinde yüksek ateş, baş ağrısı ve halsizlik şikayeti ile anılan Tıp Merkezine başvuran katılana, sanık doktorun talimatı doğrultusunda, diğer sanık hemşire tarafından kalçadan ağrı kesici enjeksiyon uygulandığı, bir süre sonra katılanın bacağında uyuşma meydana geldiği, akabinde ileri tetkik ve tedavi için ...Devlet Hastanesi"ne sevk edildiği, aynı hastaneden alınan adli rapora göre, katılanın duyu ve organlardan birinde sürekli işlev zayıflaması meydana gelecek şekilde yaralandığının tespit edildiği olayda; İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 22/11/2013 tarih, 8361 sayılı raporunda özetle; mevcut bulguların kişide var olan nöropatiden bağımsız olarak yapılan enjeksiyonun komplikasyonu sonucu da oluşabileceği, enjekte edilen ilaçların doku içi yayılımı ile sinir hasarına neden olabileceklerinin tıbben bilindiği bu durumun, enjeksiyonların tekniğine uygun yapılması durumunda da daha önceden öngörülemeyecek ve önlenemeyecek arızalara sebep olabildiği, bu durumun her türlü özene rağmen oluşabilecek herhangi bir kusur ve ihmalden kaynaklanmayan komplikasyon olarak nitelendirildiği, enjeksiyonun yapılış tekniği ve uygulanan bölgenin uyumsuzluğu yönünden tıbbi bir delil de tanımlanmadığından, tüm bulgular bir bütün olarak değerlendirildiğinde enjeksiyonu uygulayan sağlık personeline ve enjeksiyon yapılma talimatı veren ilgili hekime herhangi bir kusur izafe edilemediği anlaşıldığından, sanıklar hakkında beraat kararı verilmesine dair yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, suç açısından faillerin taksirlerinin bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılan vekilinin, eksik inceleme yapıldığına ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Olayda kusurları bulunmayan sanıkların CMK"nın 223/2-c maddesi gereğince beraatleri yerine, aynı kanunun 223/2-e maddesi gereğince beraatlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasından "sanıkların üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, inandırıcı ve cezalandırılmaları için yeterli delil elde edilememiş olup, şüpheden sanık yararlanır ilkesi dikkate alınarak, 5271 sayılı CMK’nın 223/2-e maddesi gereği sanılara yüklenen suçu sanıkların işledikleri sabit olmadığından, üzerlerine atılı taksirle yaralama suçundan AYRI AYRI BERAATLERİNE," cümlesi çıkartılarak yerine "sanıkların taksire dayalı kusurlarının bulunmaması nedeniyle CMK"nın 223/2 (c) maddesi gereğince AYRI AYRI BERAATLERİNE" cümlesinin yazılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19/09/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.