Esas No: 2020/7518
Karar No: 2022/1992
Karar Tarihi: 16.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7518 Esas 2022/1992 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı bankanın, murisin ölümünden sonra çekilen kredilerden sorumlu tutarak takip başlatmasıyla ilgili davada, Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi, davalı bankanın istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir. Bunun üzerine davalı vekili tarafından yapılan temyiz başvurusu da reddedilmiştir. Kararda, dava konusu borcun kaynağı niteliğindeki dava dışı borç nedeniyle mirasçıların sorumlu olmadığına karar verilmiştir. Karar uyarınca, davalının temyiz istemi reddedilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı onaylamıştır. HMK'nın 353/b-1 ve 370/1 maddeleri uyarınca istinaf başvurusu esastan reddedilmiş ve karar onanmıştır. Kararda, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılması için dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddelerinin detaylı açıklamaları yazıda yer almamaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 25.10.2018 tarih ve 2017/2726 E- 2018/946 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine istinaf isteminin esastan reddine dair Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi'nce verilen 19.06.2020 tarih ve 2019/173 E- 2020/489 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi temlik alan davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacıların murisi ...’nın 16/10/2015 tarihinde vefat ettiğini, murisin vefat ettiği tarihte bankaya herhangi bir borcunun bulunmadığını, ancak davalı banka, ...’nın ölümünden sonra çekilen kredilerden sorumlu tutarak takip başlattığını, murisin ölümünden sonra çekilen kredilerden davacıların sorumlu tutulamayacağı iddiası ile davacıların murisinin ölüm tarihinde davalı bankaya borcu bulunmadığından borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, banka ile ...arasında genel kredi sözleşmesinin imzalandığını, davacıların murisinin bu sözleşmeye müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imza attığını, bu borcun ödenmediğini, asıl borçlu ...ve müşterek borçlu müteselsil ...'ya Adana 12 Noterliği'ni 03/10/2016 tarih ve 14984 sayılı hesap kat ihtarnamesi ile keşide edildiğini, borçluların o tarihte henüz tazmin edilmemiş olan teminat mektubu da icra takibi başlatıldıktan sonra 05/10/2017 tarihinde tazmin edilerek nakdi borca dönüştüğünden bahisle, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, her ne kadar takibe dayanak belgenin 14/08/2013 tanzim 03/10/2016 vade tarihli 2.500,000,00 TL bedelli keşidecisi dava dışı ..., aval verenin miras bırakan ... olan senet olmasına karşın, cevap dilekçesi ve incelenen kredi sözleşmesine göre borcun kaynağının kredinin kefilliği nedeni ile alınan ve illetten mücerretliği ortadan kalkmakla genel kredi sözleşmesinin teminatı olarak düzenlendiği, takibe dayanak borcun kaynağı niteliğindeki dava dışı ...’nın kullandığı kredilerin kefalet sözleşmesinin ölüm nedeniyle son bulması tarihinden sonra olması gerekçesiyle davacı mirasçılarının bu borç nedeni ile borçtan sorumlu olmadıklarının tespitine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İstinaf mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas uygun bulunmuş ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, (temlik alan) davalı ...Ş. harçtan muaf olduğundan ödediği temyiz ilam harcı ve temyiz başvuru harcının isteği halinde temyiz eden davalı ...Ş.'ye iadesine, 16/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.