Esas No: 2021/324
Karar No: 2022/1972
Karar Tarihi: 16.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/324 Esas 2022/1972 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı tarafından açılan davada, davacı hakkında çekten dolayı ihtiyati haciz kararı alınıp takibe konulduğu ve taşınmazlarına haciz konulduğu belirtilmiştir. Davacı ise çeki kullanmadığını, keşideci ya da ciro imzasının bulunmadığını ileri sürerek takibin iptal edilmesini ve tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir. Mahkeme, davacının takip dosyasında takip dayanağı çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine ve tazminat ödenmesine karar vermiştir. Davalı tarafından yapılan temyiz itirazı reddedilerek hüküm onanmıştır. Kanun maddeleri belirtilmemiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 09.10.2020 tarih ve 2020/22 E. - 2020/412 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili hakkında davalı tarafından 80.000,00 TL tutarlı çekten dolayı ihtiyati haciz kararı alınıp takibe konduğunu, müvekkilinin Giresun'da olması sebebiyle takibin kesinleştiğini ve taşınmazlarına haciz konduğunu, müvekkili ev hanımı olup davalıyı tanımadığını ve ticari faaliyetinin-ilişkisinin olmadığını, çek kullanmadığını, dolayısıyla çekte keşideci yada ciro imzasının bulunmadığını ileri sürerek İstanbul 1.İcra Müdürlüğünün 2012/21618 E (doğrusu 2013/21618'dir) sayılı takibinden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline ve davalının %20'den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiş, davalı vekili duruşmadaki beyanında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak ve tüm dosya kapsamına göre; imza inkarının herkese karşı ileri sürülebilen mutlak def'ilerden olması, ciro imzasının davacı eli ürünü olmadığının ATK raporuyla anlaşılması nedeniyle (imzaların istiklali ilkesi gereği taraflarla sınırlı uygulanmak ve çekteki diğer imza sahiplerini etkilememek şartıyla) davacının takip dosyasında takip dayanağı çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tesğiti gerektiği, ayrıca çeki doğrudan davacı cirosu ile almış görünen davalının, ciro imzasının davacıya ait olmadığını bilebilecek konumda olması nedeniyle, bu çekle ilgili davacıya karşı takip başlatmakta kötüniyetli olduğu gerekçeleri ile, davanın kabulüne, İstanbul 1. İcra Müdürlüğü 2013/21618 Esas sayılı takip nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, takip konusu alacağın %20'si oranında 16.000,00 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 4.098,60 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 16/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.