Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/13000
Karar No: 2017/6944
Karar Tarihi: 18.09.2017

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 47/1 C maddesine aykırı davranmak - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2016/13000 Esas 2017/6944 Karar Sayılı İlamı

 

 

19. Ceza Dairesi         2016/13000 E.  ,  2017/6944 K.

  •  


"İçtihat Metni"

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 47/1-C maddesine aykırı davranmak eyleminden dolayı Menemen Cumhuriyet Savcısı ..."ın eşine ait aracın tescil plakasına ...Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğünün 08/10/2015 tarihli ve... sıra nolu trafik idari para cezası karar tutanağına yönelik başvurunun, aracı kullanan sürücünün adı geçen Cumhuriyet Savcısı olduğu ve 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu"nun 93. maddesine göre işlem yapılması gerektiğinden bahisle kabulü ile ceza tutanağının iptaline dair Karşıyaka 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 26/10/2015 tarihli ve 2015/1552 değişik iş sayılı kararını müteakip, adı geçen hakkında tanzim edilen Trafik Kural İhlali Tespit Tutanağına istinaden İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen son soruşturmanın açılmasına dair 16/03/2016 tarihli talepnamenin reddine dair İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/03/2016 tarihli ve 2016/212 değişik iş sayılı kararına yönelik itirazın reddine dair İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/04/2016 tarihli ve 2016/270 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı"nın 08.08.2016 gün ve 5855 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19/09/2016 gün ve ... sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 22/03/2011 tarihli ve 2008/8692 esas, 2011/2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu sayılı ilamında da değinildiği üzere, idari para cezasını gerektiren eylemin 2802 sayılı Kanun’un 93. maddesi kapsamında kişisel suç olduğunun anlaşılması halinde, anılan Kanun’un “kişisel suçlarda soruşturma ve kovuşturma” kenar başlıklı 93/1. maddesinde yer alan “Hakim ve Savcıların kişisel suçları hakkında soruşturma, ilgilinin yargı çevresinde bulunduğu ağır ceza mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısına ve son soruşturma o yer ağır ceza mahkemesine aittir.” şeklindeki düzenleme uyarınca muterizin Cumhuriyet Savcısı olduğunun anlaşılması üzerine, başvurunun kabul edilerek idari para cezası karar tutanağının iptali ile gereğinin takdir ve ifası için evrakın ilgilinin yargı çevresinde bulunduğu ağır ceza mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği nazara alındığında, daha önce iptal edilen trafik idari para cezası tutanağına istinaden hazırlanan ve sürücünün imzası bulunmayan trafik kural ihlal tespit tutanağının tekrardan para cezası talebine konu edilmediği gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediği, gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü;
01.03.1926 tarihli (Mülga) 765 sayılı Türk Ceza Kanunu 1. maddesi;
"Kanunun sarih olarak suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilmez. Kanunda yazılı cezalardan başka bir ceza ile de kimse cezalandırılamaz.
Suçlar; cürüm veya kabahattir..."
24.02.1983 tarihli 2802 sayılı Kanun"un en son 02.01.2017 tarihinde 680 sayılı KHK ile (yetki yönünden) değişen "Kişisel suçlarda soruşturma ve kovuşturma" başlıklı 93. maddesi;
"... Hâkim ve savcıların kişisel suçları hakkında soruşturma ve kovuşturma yapma yetkisi, ilgilinin görev yaptığı yerin bağlı olduğu bölge adliye mahkemesinin bulunduğu yerdeki il Cumhuriyet Başsavcılığı ve aynı yer ağır ceza mahkemesine aittir.
Adalet Bakanlığı merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarındaki hakim ve savcıların kişisel suçları hakkında soruşturma ve kovuşturma Ankara Cumhuriyet Başsavcısı ve ağır ceza mahkemesine aittir..."
30.03.2005 tarihli 5326 sayılı Kabahatler Kanununun "Genel kanun niteliği" 3. maddesi;
"...Bu Kanunun;
a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,
b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında, uygulanır..."
13/2/2011 tarihli 6111 sayılı Kanunla "Soruşturma zamanaşımı" başlıklı 20/2. maddesine eklenen ek cümle;
(Ek cümle: 13/2/2011-6111/22 md.) Ancak, 89 uncu maddesi hariç olmak üzere 1111 sayılı Askerlik Kanunu, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun, 3376 sayılı Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda belirtilen ve idari para cezasını gerektiren fiilin işlendiği tarihi takip eden takvim yılının son günü bitimine kadar idari para cezası verilerek tebliğ edilmediği takdirde idari yaptırım kararı verilemez, verilmiş olanlar düşer..."
"Karar verme yetkisi" ve kanun yolları başlıklı dördüncü bölümün "Mahkemenin karar verme yetkisi" başlıklı 24. maddesi; "...Kovuşturma konusu fiilin kabahat oluşturduğunun anlaşılması halinde mahkeme tarafından idarî yaptırım kararı verilir..."
"Başvurunun incelenmesi" başlıklı 28. maddesi;
"...Başvuru üzerine mahkemece yapılan ön inceleme sonucunda;
a) Yetkili olmadığının anlaşılması halinde dosyanın yetkili sulh ceza mahkemesine gönderilmesine,
b) Başvurunun süresi içinde yapılmadığının, başvuru konusu idarî yaptırım kararının sulh ceza mahkemesinde incelenebilecek kararlardan olmadığının veya başvuranın buna hakkı bulunmadığının anlaşılması halinde, bu nedenlerle başvurunun reddine,
c) (a) ve (b) bentlerinde sayılan nedenlerin bulunmaması halinde başvurunun usulden kabulüne, Karar verilir..."
"İtiraz yolu başlıklı 29. maddesi; "...İdarî yaptırım kararının ağır ceza mahkemesi tarafından verilmesi halinde bu karara karşı Ceza Muhakemesi Kanununa göre itiraz edilebilir..." hükümlerini amirdir.
Yukarıda yazılı mevzuat ile Dairemizin 05.06.2017 tarihli 2016/12987E - 2017/5337K, 30.11.2016 tarihli 2016/14666E. - 2016/22827K., 10.10.2016 tarihli 2016/10403E.- 2016/21226K., 26.05.2016 tarihli 2016/5907 E:-2016/18563K., 12.05.2016 tarihli 2016/51E. -2016/17921K.,14.05.2015 tarihli 2015/2556 E.-2015/1529K., 09.04.2015 2015/76E.-2015/161K. sayılı kararları ve Yargıtay 7. Ceza Dairesinin, 03.03.2014 tarihli 2014/2963E:-2014/3184K., 26.02.2014 tarihli 2013/23580E. - 2014/3023K., 09.07.2013 tarihli 2013/3386E:-2013/16525K., 22.03.2011 tarihli 2008/8692E :- 2011/2918K., 22.11.2006 tarihli 2006/7416E.-2006/17584K. sayılı emsal kararlarında değinildiği ve istikrar kazandığı üzere;
Hakim ve savcılar da diğer bireyler gibi suç veya kabahat işleyebilirler. Keza hakim ve savcıların, tüm bireyler gibi işleyebileceği suç veya kabahatler dolayısıyla kanun ve hukuk gereği cezalandırılmaları, hukuk devleti olmanın bir gereğidir.
Ancak, hakim ve savcıların, diğer kamu görevlileri ve bazı meslek sahipleri gibi statülerinden kaynaklı olarak, işledikleri kabahat veya suçlar yönünden tabi oldukları özel soruşturma ve kovuşturma usulleri vardır ve haklarında mevcut özel kanun hükümlerinin uygulanması da hukuk devletinin bir başka gereğidir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunundan önce de yürürlükte bulunan 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu"nda "görev suçu" - "kişisel suç" ayrımına gidildiği, o tarihte yürülükte bulunan 765 sayılı (mülga) TCK"da "suç" kavramının ve tanımının "cürüm ve kabahatler"den oluştuğu, 2802 sayılı Kanun"da kastedilen "kişisel suç" deyiminin, hakimlerin görevleri sırasında veya görevleriyle ilgili işledikleri suçlar dışındaki tüm "cürüm ve kabahatleri" kapsadığı, 5326 sayılı Kanun ile kabahate konu fiillerin değil kabahat fiili karşılığında öngörülen yaptırımların değiştiği, keza 2802 sayılı kanunda eskiden suç kapsamında olan ve kabahatten ayrı bir kavram olan cürümlere özgü bir soruşturma ve kovuşturma usulü getirilmediği gibi, bu hususta cürüm ve kabahat ayrımına da gidilmediği, dolayısıyla 2802 sayılı Kanun"da bu tanımla eski kanundaki tüm suçlar yönünden, cürüm ve kabahat ayrımı yapılmaksızın ve her iki eylemi de içine alacak şekilde, hakimlerin işlediği iddia edilen kahabatlerin de "kişisel suç" tanımı içinde değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle idari para cezasına karşı başvurunun usulden reddine, dosyanın incelemeyi yapmakla görevli ve yetkili mercinin 2802 sayılı kanunun 93. maddesine göre belirlenmesi gerektiği, hakim ve savcıların kabahatlerine dair idari yaptırımın bu maddeye göre görevli ve yetkili Ağır Ceza Mahkemesince verilmesi, bu karara itirazın ise yine 5271 sayılı CMK 268/3-c. maddesi gereği yetkili diğer bir Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülmesi gerektiği değerlendirilmektedir.
Kanun yararına bozmaya konu somut dosya incelendiğinde; başvuran Cumhuriyet savcısı hakkında tutulan tutanak gereği olay tarihinde kabahat işlediği gerekçesiyle olayın üzerinden 2 ay geçtikten sonra ihbarda bulunulduğu, Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan talepname ile son soruşturma açılmasının talep edildiği, İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin talebi reddettiği, itiraz üzerine merci İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin de vaki itirazı "iptal edilmiş olan trafik ceza tutanağının yeniden bir tespit tutanağıymış gibi değerlendirilerek, ilgili hakkında idari para cezası düzenlenmesi talebine konu edilmesinin usul ve kanuna uygun ve yerinde görülmediği" gerekçesiyle reddettiği, kabahat tarihinin 08.10.2015 olduğu, buna göre kabahatle ilgili olarak ilgili hakkında idari para cezası tutanağı düzenlenmesine dair zamanaşımının 5326 sayılı Kanun"un 20. maddesine göre 3 yıl olduğu, ancak 5326 sayılı Kanuna eklenen 20/2-son cümlesine göre 2918 sayılı Kanun"la ilgili özel düzenleme gereği; "idari para cezası tutanağının" mutlaka kabahati takip eden yılın son günü olan 31.12.2016 tarihine kadar düzenlenip ilgiliye tebliğe çıkarılması gerektiği, ancak 10. Ağır Ceza Mahkemesince bu işlemin yapılmayarak itirazın reddedildiği anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, kanun yararına bozma isteminin kabulüyle, İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/04/2016 tarihli ve 2016/270 değişik iş sayılı kararının, CMK"nın 309/4-a. maddesi uyarınca kanun yararına BOZULMASINA, yukarıda yazılı bozma nedenine göre; gerekli inceleme ve araştırma sonucunda yeniden bir karar vermek suretiyle müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına 18/09/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




 

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi