Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/15527
Karar No: 2017/6940
Karar Tarihi: 18.09.2017

Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2016/15527 Esas 2017/6940 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi         2016/15527 E.  ,  2017/6940 K.

    "İçtihat Metni"

    Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla, kollukça teknik cihazlar kullanılmasını kabul etmeme eyleminden kabahatli ... hakkında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48/9. maddesi uyarınca ...Trafik Denetleme Şube Müdürlüğünün 01/01/2015 tarihli ve ...sayılı trafik idarî para cezası karar tutanağı ile verilen 2.288,00 Türk Lirası idarî para cezası ve aynı tarihli 009252 sayılı sürücü belgesi geri alma tutanağı ile verilen kabahatlinin ehliyetinin 2 yıl süreyle geri alınmasına yönelik başvurunun reddine dair Gaziantep 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 02/02/2015 tarihli ve 2015/250 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itiraz üzerine, idari para cezasına ilişkin kararın kesin olduğundan bahisle reddine, ehliyetin 2 yıl süreyle geri alınmasına dair karara karşı yapılan itirazın kabulüne ilişkin Gaziantep 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 16/02/2015 tarihli ve 2015/827 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı"nın 15/11/2016 gün ve 4271 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25/11/2016 gün ve KYB 2016/392209 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
    Anılan ihbarnamede;
    Dosya kapsamına göre,
    1- 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48/9. maddesinde yer alan "Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla, kollukça teknik cihazlar kullanılmasını kabul etmeyen sürücülere 2000 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgesi iki yıl süreyle geri alınır." şeklindeki düzenleme nazara alındığında, kabahatlinin alkollü olup olmadığının tespiti için teknik cihaza üflemeyi kabul etmediğinin gözetilerek ehliyetinin 2 yıl süreyle geri alınmasına ilişkin itirazın reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesinde,
    2- Gaziantep 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 02/02/2015 tarih ve 2015/250 değişik iş sayılı kararını müteakip, itiraz üzerine mercii Gaziantep 2. Sulh Ceza Hakimliği tarafından idari para cezasının miktar itibariyle 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 28/10. maddesi uyarınca 3.000,00 Türk Lirasının altında kaldığından başvurunun reddi kararının kesin nitelikte olduğu ve itiraz incelemesine konu edilemeyeceğinden bahisle bu kısım yönünden itirazın reddine karar verilmiş ise de, kabahatli vekilinin 05/01/2015 havale tarihli başvuru dilekçesinde, 2918 sayılı Kanun"un 48/9. maddesi uyarınca verilen 2.288,00 Türk Lirası idari para cezası ile birlikte sürücü belgesinin 2 yıl süreyle geri alınması kararının da kaldırılmasını talep etmesi karşısında, başvuruyu inceleyen mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen kararın kesin nitelikte olmayıp itiraza tabi olduğu gözetilerek esas yönünden mahkemesince inceleme yapılması gerektiği cihetle bu yönden itirazın kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesinde,
    İsabet görülmediği, gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
    Kanun yararına bozma başvurusu hakkında, Yüksek Yargıtay 10. Ceza Dairesince 11.04.2016 tarihli 2015/5176 E. 2016/1162 K. sayılı GÖREVSİZLİK kararı verildiği görülmekle;
    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    I- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma ihbarnamesinin, (1-) numaralı bendi yönünden,
    2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48. maddesi 9.ve 10. fıkraları;
    "...(9)Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla, kollukça teknik cihazlar kullanılmasını kabul etmeyen sürücülere 2000 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgesi iki yıl süreyle geri alınır.
    (10) Sürücünün uyuşturucu veya uyarıcı madde kullandığından şüphe edilmesi hâlinde 5271 sayılı Kanun"un adli kolluğa ilişkin hükümleri uygulanır...." hükümlerini amirdir.
    Buna göre, kabahatli hakkında 48/9. maddesinde öngörülen idari yaptırımların uygulanması için uyuşturucu veya alkol kullandığının tespiti mecburiyeti yoktur.
    Ancak madde metninde devamla bahsedilen süreç; kolluk tarafından kişinin alkollü olduğundan şüphe edilmesi halinde, ayrıca yetkili trafik zabıtasınca adli kolluk görevi usule uygun biçimde üstlenildikten sonra, 2918 sayılı Kanun"un, trafik kazasına karışan sürücüler hakkında 48/2 ve 3. maddelerinde öngördüğü üzere, teknik cihaz ile yapılan ölçüme itiraz eden veya bu cihaz ile ölçüm yapılmasına müsaade etmeyen bu sürücülerin, alkollü olduklarının tespiti amacıyla, kamu gücü zorlamasıyla en yakın Adli Tıp Kurumuna veya adli tabipliğe veya Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kuruluşlarına götürülerek uyuşturucu veya uyarıcı madde ya da alkol tespitinde kullanılmak üzere vücutlarından kan, tükürük veya idrar gibi örnekler alınacağı düzenlenmektedir.
    Kısacası, adı geçen Kanun"un 48/9 maddesinin uygulanabilmesi için kişinin alkollü olduğunun tespiti zorunluluğu bulunmadığı gibi, kabahatlinin alkollü olduğundan şüphelenen ve ortada herhangi bir trafik kazası mevcut olmadığı için halihazırda idari kolluk mahiyetinde görevli olan trafik zabıtasının, ayrıca şüphelenmesi durumunda adli kolluk görevi üstlenmesi şart olduğundan ayrıca düzenlemeye gidildiği, sürücünün ehliyetinin alınması için ayrıca bir işlem yapılması gerekmediği, sürücü belgesinin iadesine dair kararın esasen Kanun ve hukuka aykırı olduğu anlaşılmakla,
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği, (1-) numaralı bendi yönünden, yukarıdaki nedenlerle yerinde görüldüğünden, kanun yararına bozma isteminin kabulüyle, Gaziantep 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 16/02/2015 tarihli ve 2015/827 değişik iş sayılı kararının, bozma nedenine göre; davanın esasını çözüp mahkumiyet dışındaki hükme ilişkin olduğundan, aleyhe sonuç doğurmamak ve yeniden yargılamayı gerektirmemek üzere, CMK"nın 309/4-c. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    II- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma ihbarnamesinin, (2-) numaralı bendi yönünden,
    5326 sayılı Kanun"un "İçtima" başlıklı 15. maddesi;
    "(1) Bir fiil ile birden fazla kabahatin işlenmesi halinde bu kabahatlere ilişkin tanımlarda sadece idarî para cezası öngörülmüşse, en ağır idarî para cezası verilir. Bu kabahatlerle ilgili olarak kanunda idarî para cezasından başka idarî yaptırımlar da öngörülmüş ise, bu yaptırımların her birinin uygulanmasına karar verilir.
    (2) Aynı kabahatin birden fazla işlenmesi halinde her bir kabahatle ilgili olarak ayrı ayrı idarî para cezası verilir. Kesintisiz fiille işlenebilen kabahatlerde, bu nedenle idarî yaptırım kararı verilinceye kadar fiil tek sayılır.
    (3) Bir fiil hem kabahat hem de suç olarak tanımlanmış ise, sadece suçtan dolayı yaptırım uygulanabilir. Ancak, suçtan dolayı yaptırım uygulanamayan hallerde kabahat dolayısıyla yaptırım uygulanır..." hükümlerini amirdir.
    Yukarıda yazılı olan ve kabahatin unsurlarını düzenleyen maddede, somut olayda başvuranın gerçekleştirdiğini kabul ettiği ve kısaca "alkolmetre kullanımını kabul etmeme" olarak tabir edilen eyleme karşılık gelen kabahatin maddi unsuru, sadece "alkol miktarını tespit amacıyla kolluk tarafından teknik cihazların kullanımı önerisini kabul etmeme" eylemidir. Bu eylem karşılığında birlikte öngörülen idari yaptırımlar; "idari para cezası ve sürücü belgesinin iki yıl süreyle geri alınması" yaptırımlarıdır. Dolayısıyla kabahatli tarafından gerçekleştirilen tek fiile karşılık "bir idari para cezası ve diğer bir idari yaptırım olan sürücü belgesinin geri alınması tedbiri" aynı anda öngörülmektedir.
    Hemen belirtmek gerekir ki, uyuşmazlığa konu iki tür idari yaptırımın birlikte uygulanması için kabahatlinin uyuşturucu veya alkollü madde kullandığının tespiti şartı da bulunmamaktadır.
    06.12.2006 tarihli 5560 sayılı Kanunla değişik 5326 sayılı Kanun"un "başvuru yolu" başlıklı 27. maddesine eklenen maddeler;
    "...(5) İdarî yaptırım kararının mahkeme tarafından verilmesi halinde, bu karara karşı ancak itiraz yoluna gidilebilir.
    (6) Soruşturma konusu fiilin suç değil de kabahat oluşturduğu gerekçesiyle idarî yaptırım kararı verilmesi halinde; kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz edildiği takdirde, idarî yaptırım kararına karşı başvuru da bu itiraz merciinde incelenir.
    (7) Kovuşturma konusu fiilin suç değil de kabahat oluşturduğu gerekçesiyle idarî yaptırım kararı verilmesi halinde; fiilin suç oluşturmaması nedeniyle verilen beraat kararına karşı kanun yoluna gidildiği takdirde, idarî yaptırım kararına karşı itiraz da bu kanun yolu merciinde incelenir.
    (8) İdarî yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idarî yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idarî yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddiaları bu işlemin iptali talebiyle birlikte idarî yargı merciinde görülür...."
    şeklindedir ve değişik durumlarda idari kararlara karşı başvuru yolunu düzenlemektedir.
    Adı geçen Kanunda, bir fiile karşı birden fazla idari yaptırım kararı düzenlenmesi hali açıkça öngörülmemiştir. O halde ceza hukukunun genel hükümlerine göre, konusu suç oluşturan bir eyleme karşılık hem ceza hem de güvenlik tedbiri uygulanabileceği ve her iki yaptırıma karşı birlikte Kanun yollarına başvurulabileceği gibi, konusu kabahat oluşturan bir eylem karşısında hem idari para cezası hem de bir diğer idari yaptırım (mülkiyetin kamuya geçirilmesi, idari tedbir kararları, izin veya ruhsatın iptali, sürücü belgesinin geri alınması v.s.) öngörülmesinde ve bunlara karşı birlikte Kanun yollarına başvurulmasında da bir sakınca bulunmamaktadır.
    31.03.2011 tarihli 6217 sayılı Kanunla değişik "itiraz yolu" başlıklı 29/10. maddesi;
    "... Üçbin Türk Lirası dahil idarî para cezalarına karşı başvuru üzerine verilen kararlar kesindir..." şeklindeki açık hükümle, en fazla 3.000 TL dahil idari para cezalarına karşı başvurulara dair alınan Sulh Ceza Mahkemesi kararlarına karşı itiraz yolunun kapalı olduğu düzenlenmiştir.
    Ancak, kabahat oluşturan tek bir fiil karşılığında, idari para cezasının yanısıra aynı kabahate yönelik olarak ayrıca bir idari yaptırım kararının daha uygulanacağının düzenlenmesi halinde, itiraz mercii tarafından nasıl bir karar verileceği ayrıca incelenmelidir.
    Şöyle ki;
    Failin dış dünyada sonuç doğuran ve sonucunda idari yaptırım öngörülen davranışının kısaca kabahat olarak tanımlandığı, kabahatin oluşması neticesinde verilecek idari yaptırımın ancak kanunda düzenlenebileceği, kabahatin içeriğini tanımlayan, dolduran kuralların ise düzenleyici işlemle de doldurulabileceği yasal dayanağı ile kabul görmektedir. Yaptırımı kanunda açıkça düzenlenen, somut olaydaki gibi, kanunda tek bir hareket sonucu gerçekleşen bir kabahatin oluşması neticesinde, mahiyeti farklı olan birden fazla idari yaptırım düzenlenmesi hukuka aykırılık teşkil etmemektedir.
    Somut olayda, kanundaki açık düzenleme gereği, tek bir fiil sonucu, başvuran hakkında idari para cezası ile birlikte başka idari yaptırım kararı daha alınmıştır. Bu idari karara karşı, sonuçta verilen iki tür idari yaptırım için ilgililerce gidilecek başvuru yolunda, mahkemece her iki yaptırımın da incelendiği, itiraz üzerine merci tarafından idari para cezasının kesinleştiği, ancak diğer yaptırımın (sürücü belgesinin geri alınması) esasen hukuka aykırı biçimde uygulandığı kanaatine varılarak itirazın sadece sürücü belgesi yönünden kabulüne karar verilmiştir.
    Yukarıda yazılı açıklamalar ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde; başvuran aleyhine düzenlenen idari yaptırımın kanun gereği iki tür sonucu olduğu, ancak esasında tek bir kabahat olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bir kabahatin, karşısında öngörülen yaptırımından bağımsız olarak uygulanabilmesi suç teorisine göre mümkün değildir. Başvuruya dair karara itiraz sonucu, yasa ve hukuk gereği birbirinden ayrılması mümkün olmayan tek bir kabahate karşı öngörülen birden fazla idari yaptırım kararları hakkında, birbirinden ayrı incelemeler yapılamayacağı anlaşılmakla,
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği (2-) numaralı nedenle de yerinde görüldüğünden, kanun yararına bozma isteminin kabulüyle, Gaziantep 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 16/02/2015 tarihli ve 2015/827 değişik iş sayılı kararının CMK"nın 309/4-a. maddesi uyarınca kanun yararına BOZULMASINA, yukarıda yazılı bozma nedenine göre; gerekli inceleme ve araştırma sonucunda yeniden bir karar vermek suretiyle müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına 18/09/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi