23. Hukuk Dairesi 2012/5758 E. , 2012/7595 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacı tarafından açılan iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müdahil İş Bankası A.Ş. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, 25.03.2010 tarihinde müvekkil şirketin iflasının bir yıl süre ile ertelendiğini, borca batıklığın devam ettiğini, ancak şirketin iyileşme ümidinin bulunduğunu, borçların yapılandırıldığını, bir kısım borçların ödendiğini, güçlü müşteri portföyünün bulunduğunu ileri sürerek, iflas ertelemesinin 1 yıl süre ile uzatılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Müdahiller, davacı şirketin iflasına karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin borca batıklık durumunun devam ettiği, dosyaya sunulan iyileştirme projesinin samimi ve inandırıcı bulunduğu, sermaye artırım kararının gereğinin yapıldığı, şirket faaliyetlerinin sürdüğü, borç ödeme konusunda gayret ve çaba gösterdiği gerekçesiyle, davacı şirketin iflas erteleme süresinin 25.03.2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere bir yıl süre ile uzatılmasına karar verilmiştir.
Kararı, müdahil İş Bankası A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
İflasın ertelenmesi borca batık durumda bulunan fakat somut öngörüler içeren, ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde bu durumdan kurtulması kuvvetle muhtemel bulunan kooperatiflerle sermaye şirketleri için öngörülmüş bir hukuki korunma yoludur (İİK.m.179). İflasın ertelenmesi talebi ile kendisine başvurulan mahkeme, her şeyden önce borca batıklığın varlıkların rayiç değeri dikkate alınarak belirlenmelidir. Gerek borca batıklık ve gerek iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı hususunda (muhasebe ve işletme ekonomisi bilgisi özel ve teknik bilgi niteliğinde bulunduğundan ve hâkimin bunları genel ve mesleki bilgisiyle çözmesi beklenemeyeceğinden) HMK’nun 266. maddesinde
gösterildiği şekilde bilirkişinin oy ve görüşüne müracaat edilmelidir. Öte yandan somut verilere dayalı, çelişmeyen öngörüler içeren, özellikle sermaye ve/veya kârlılık artışını netleştiren unsurların varlığının, proje için vazgeçilmez hususlar olduğu gözden kaçırılmamalı; iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunun bu yolla tesbiti cihetine gidilmelidir.
Davacı şirketle ilgili olarak, 25.03.2010 tarih ve 2009/1174-2010/231 esas ve karar sayılı ilam ile iflasın 25.03.2010 tarihinden itibaren bir yıl süre ile ertelenmesine karar verilmiştir. Bu karar 09.06.2010 tarihine kesinleşmiştir. Bu kez iflas erteleme süresinin uzatılmasına karar verilmesi talep edilmiştir. İflasın ertelenmesi süresinin uzatılması talebinde de iflas erteleme şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
İflas erteleme talebinde bulunan şirketin borca batıklık durumunun belirlenmesinde şirket aktiflerinin rayiç değerleri tespit edilmelidir. Makine mühendisi bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 02.05.2011 havale tarihli bilirkişi raporunda özellikle şirketin gayrimenkul ve araçlarının rayiç değerlerinin tespit edilmediği, araçların kasko değerlerinin esas alındığı, gayrimenkullerin değerlerinin ise bu konuda uzman bir bilirkişi marifetiyle mahallinde keşif yapılmadan beyana göre belirlendiği anlaşılmıştır. Bu durumda, öncelikle uzman bilirkişiler marifetiyle, taşınmazlar ve araçların başında keşif yapılarak, Bodrum"da bulunan taşınmazlar yönünden ise talimat yoluyla, rayiç değerler tespit ettirilmelidir.
Şirketin borca batık olduğu tespit edildiğinde ise sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Dosyanın incelenmesinde dosyaya 23.03.2012 havale tarihli bir iyileştirme projesinin sunulduğu ve aynı bilirkişi heyetinden bir kök ve bir de ek rapor alındığı görülmüştür. 07.07.2011 tarihli bilirkişi raporunda, şirketin borca batıklık durumunun artarak devam ettiği, iyileştirme projesinin inandırıcı olarak değerlendirilemeyeceği, borçların ödenmesine odaklanıldığı, aktiflerdeki gerilemenin gözardı edildiği, en az 1.000.000,00 TL sermaye artışının sağlanması gerektiği belirtilmiştir. Bunun üzerine tekrar bir iyileştirme projesi hazırlanmış ve 1.005.000,00 TL sermaye artışı taahhüt edilmiştir. Taahhüt edilen sermaye artşının ancak 251.125,00 TL"lik kısmı öngörülen süre geçirildikten sonra yerine getirilmiştir. Bilirkişi ek raporunda, hem yeni iyileştirme projesinin iyimser bir yaklaşıma dayandığı vurgulanmış, önceki projeye kıyasla daha ciddi ve inandırıcı olduğu belirtilmiş, hem de bu projenin özellikle nakit akışı sağlanmadan şirketin borca batıklık durumundan kurtulması için yeterli olmadığına, "mali durumda sürdürülebilir bir iyileşme yönünden, temel faaliyet sonuçları itibariyle gerçekleşmelerin dinamik olarak takibi ve özellikle nakit akımına yönelik önlemlerin zamanında hayata geçirilebilmesi büyük önem taşımaktadır" denilerek işaret edilmiştir. Mahkemece, bilirkişilerin iyileştirme projesini ciddi ve inandırıcı buldukları kabul edilerek karar verilmiş ise de, varılan sonuç raporların gerekçesi ile uyumlu değildir. Zira, bilirkişiler genel olumsuz tabloyu tekrarlamışlar, fakat önceki rapora göre daha somut öngörüler içerdiğinden ciddi ve inandırıcı bulduklarını belirterek farklı bir sonuca varmışlardır.
Öte yandan, dosyaya sunulan bilançolara göre şirketin, ortaklarına 125.490,50 TL, personele ise 73.953,71 TL borcunun olduğu personele olan borcunun önceki yıllara göre arttığı görülmektedir. Şirketin zarar etttiği de bilirkişilerce açıklanmıştır. Ayrıca ek iyileştirme projesinde belirtilen işlerin büyük çoğunluğu gerçekleşmesi ihtimale dayalı soyut nitelikte öngörülerdir. 7.maddenin a,b,c,d ve e bentlerinde ise somut işlerle ilgili gelir tahminleri beyan edilmiş olup, bunların muhtemel gerçekleşme tarihleri gelmiş olduğundan, bilirkişi
raporunda değinildiği üzere, nakit akışı yönünden bir değerlendirme yapılmasında zorunluluk olduğu gibi şirket ortağı...."ın hissesi bulunduğu alışveriş merkezinden elde edilecek gelirle ilgili taahhüdünün ve şirketin hissesi bulunan taşınmazda yapılan işyerlerinden elde edilecek gelirin de gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durulmalıdır.
Yukarıda açıklanan hususlar tartışılıp, açıklanmadan şirketin borca batık olduğu ve iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunun kabulü mümkün değildir. Bu itibarla, şirket varlıklarının rayiç değerlerinin ve bu kapsamda borca batıklığın tesbiti, bu şartın yerine geldiğinin anlaşılması halinde de iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının, somut verilere dayalı olarak, bilimsel şekilde değerlendirilmesi hususunda, alanında uzman bir bilirkişi heyetinden rapor alınması ve oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelerle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle müdahil İş Bankası A.Ş. temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 24.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.