
Esas No: 2015/23767
Karar No: 2017/9184
Karar Tarihi: 25.12.2017
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/23767 Esas 2017/9184 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dava; 19.06.2005 tarihinde, 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalı ... ve davalılardan ...’ün ortağı oldukları dava dışı ... Ltd. Şti.’ne ait mermer fabrikasında, sigortalı, 1 hafta önce diğer davalı ... tarafından ayakları tamir edilen vinç ile mermer atığı yüklü tankeri kaldırmak istediği sırada vinç köprüsünü taşıyan ayakların yıkılması sonucu üzerine düşen vinç parçaları nedeniyle, önce ağır yaralanmış daha sonra kaldırıldığı hastanede vefat etmesi nedeniyle sigortalının hak sahiplerine bağlanan aylıkların peşin değeri ile yapılan cenaze yardımının rücuan tahsili istemine ilişkin olup, olayda; davanın davalı ... açısından 1479 sayılı yasanın 63. maddesinin 3. fıkrası gerekçe gösterilerek reddi isabetsizdir.
Davanın yasal dayanağı, 1479 sayılı Yasanın 63. maddesinin 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasanın 29. maddesi ile eklenen üçüncü fıkrasında, “ Taksirli suç sayılır hareketi ile bu Kanunda sayılan yardımların yapılmasına neden olan üçüncü kişinin sigortalının eşi, çocukları, ana ve babası olması halinde, bu kişilere rücu edilmez.” hükmünden de görüleceği üzere, kendisine 3. kişi sıfatıyla rücu edilemeyecek kişiler sayılırken bunların arasında sigortalının kardeşi sayılmamıştır. Hal böyle iken davalı ...’ün sigortalının kardeşi olmasına rağmen Mahkemece yanlış değerlendirme yapılmak suretiyle davalı ... açısından davanın reddi hatalıdır.
2-)Yukarıda da ifade edildiği üzere davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Kanun olmasına rağmen Mahkeme kusur değerlendirmesi yaparken olayı adeta 506 sayılı Yasa kapsamındaki bir iş kazasıymış gibi değerlendirerek hüküm kurmuştur. Oysa ki, sigortalı ... ve davalı ..., dava dışı ... Mermer Ltd. Şti.’nin ortakları olup aralarında bir işçi-işveren ilişkisi yoktur. Ancak Mahkemenin davalı ...’ü işveren olarak niteleyerek bu sıfatla kusur izafe etmiş olması hatalıdır. Mahkemece yapılacak iş; Şirket kayıtları getirtilmek suretiyle davalı ... ve sigortalının işyerindeki konum ve görevleri açıkça belirlendikten sonra sorumluların 1479 sayılı Kanunun 63. maddesine göre kusur ve aidiyetlerini usulünce belirlemek üzere iş kazasının gerçekleştiği iş kolu ile işçi sağlığı ve işgüvenliği alanında uzman kişilerden seçilecek bilirkişi kurulundan yeniden kusur raporu aldırılmalı, maddi oluşa ve kanuna uygun olarak kusur oran ve aidiyetleri belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yapılarak, elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 25.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.