23. Hukuk Dairesi 2012/4499 E. , 2012/7578 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Davacının açmış olduğu iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müdahil ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin 1998 yılında kurulduğunu, sermayesinin 1.000.000,00 TL olduğunu, kumaş ithalatı, ihracatı ve ağırlıkla boya işi ile iştigal ettiğini, kriz nedeniyle mali darboğaza girdiğini ve hakkında icra takiplerinin başlatıldığını, enerji maliyetlerinin düşürülmesi, kâr marjı yüksek olan iç piyasaya yönelineceğini, satışların arttırılacağını ve organizasyon şemasının değiştirileceğini, böylelikle şirketin borca batıklıktan kurtulacağını ileri sürerek, iflasın bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia, müdahil beyanları, kayyım ve bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketlerin iyileşmesinin, erteleme süreci içerisinde sürdürülebilir bir faaliyet kârlılığı ve net nakit akımı sağlanabilmesi, toplam kaynaklar içindeki öz kaynak kârının artırılması halinde olanaklı görüldüğünden, davacı şirketlere gerekli süre verildiğinde, şirketlere kayyım atandığında gereken tedbirler alındığında, şirket hakkında icra takiplerinin durdurulduğunda şirketin yaklaşık bir yıl sonra ekonomik olarak düze çıkabileceği kanısına varıldığından, davacı şirketin ekonomik değerinin büyüklüğü, günün ekonomik koşulları dikkate alınarak değişen şartlara göre her zaman kısaltılması ve kaldırılması imkânı mevcut olan iflasın bir yıl ertelenmesine karar verilmiştir.
Kararı, müdahil ... AŞ. vekili temyiz etmiştir.
İflasın ertelenmesini isteyen kooperatif ve sermaye şirketlerinin borca batık durumda bulunması (bir diğer ifade ile varlıklarının rayiç değerlerinin borçlarını karşılayamaması), fevkalade mühletten yararlanmamış olması ve sunacakları iyileştirme projesi kapsamında mali durumlarının ıslahının imkân dâhilinde görülmesi gerekir (İİK.m.179). Gerek borca batıklığın ve gerek iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının tesbiti özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bu değerlendirmelerin yapılması için bilirkişi görüşüne başvurulmalıdır (HMK.m.266). Hâkim de bu raporla o konudaki özel ve teknik bilgi ihtiyacını giderebilmeli ve raporun hukuka uygunluğunu denetlemelidir. Projenin ciddi ve inandırıcılığı öncelikle ve özellikle sermaye ve/veya kârlılığın ne şekilde arttırılacağı ve borca batıklıktan kurtulmanın ne şekilde sağlanacağı somut, belgelere dayalı ve gerçekçi bilgi ve öngörülerden yola çıkılarak tesbit edilmeli, diğer proje unsurları için de bilimsel veriler değerlendirilmelidir.
30.03.2009 günlü raporda 31.12.2008 itibariyle özvarlığın (borca batıklığın) (-) 156.341,55 TL olduğu, 22.10.2009 günlü raporda ise aynı tarihteki özvarlığın (-) 514.558,86 TL mertebesinde bulunduğu belirtilmiş, yargılama boyunca da bu aradaki çelişki giderilmemiş ve bütün raporlarda, süreç içindeki güncellemeler yapılmaksızın (-) 156.341,55 TL’lik miktar esas alınmıştır. Bu çelişkinin giderilmemesi ve işleyen faizler ve oluşan yeni borçlar göz ardı edilerek, gerçek borca batıklık tutarının yargılama aşamasında doğru biçimde tesbit edilmemesi, eksik inceleme niteliğindedir.
Raporların değerlendirilmesinden 31.12.2008 ile 31.12.2010 döneminde hem varlıkların ve hem de borçların arttığı görülmektedir. Bu aşamada fabrikaya aidiyeti belli olmayan makinelerin girdiği, işçi sayısının, üretim miktarının kayyıma bildirilmediği, defterlerin incelenmediği de raporlarla sabittir.
30.03.2009 tarihli rapora göre 31.12.2008 itibariyle şirketin ortaklara borçları 2.823.566,55 TL seviyesinde olduğu, 26.08.2011 tarihli rapora göre ortaklara ödeme yapıldığı, aynı dönemde sermaye artışı yapılarak ortakların önce 65.000,00 TL, daha sonra 135.000,00 TL’yi şirkete ödediği belirtilmiştir. Bu alacakların hangi hukuki sebebe dayandığı, hem şirketçe borç ödemesi yapıldığı ve hem de sermaye payı olarak şirkete ortaklarca para ödendiği yolundaki işlemlerin, gerçeği yansıtıp yansıtmadığı; bunların fiktif sayılabilecek hesap hareketlerinden ibaret olup olmadığı ve gerçek anlamda fon transferi niteliğinde bulunup bulunmadığı hususları üzerinde durulmamış olması da eksik incelemeye dayanmaktadır. Nitekim alacak tutarı ile kıyaslandığında borca batıklık tutarının çok düşük kaldığı, sermaye arttırmak yanında ortakların alacaklarının bir kısmından vazgeçmesi ile ya da en azından belirli bir süre bunları istemekten vazgeçerek şirketi kolaylıkla iflas halinden çıkartabilecekleri de düşünüldüğünde, projenin ciddi ve inandırıcılığı konusunda konusunda uzman bir bilirkişi heyetinden rapor alınması gerekirken, bu hususun da gözden kaçırılması doğru görülmemiştir.
08.06.2009 tarihli..., .... ve .... imzalı raporda birçok bilginin sunulmadığı, stokların kayıp olduğu, bütün verilerin hatalı olduğu ve beklentilerin gerçekçi olmadığı, çalışma sermayesi hakkındaki proje unsurunun bağlayıcı bir taahhüt niteliğinde olması gerektiği belirtilmiş; hiçbir rakamsal veri içermeyen revize projenin sunulmasından sonra aynı heyetten ek rapor alınması yerine, yeni bir heyete başvurulmuş ve 26.08.2011 günlü ....,.... ve .... imzalı raporda teknik değerlendirmeler yerine, durum tesbitleri yapıldığı, bunların mali ve hukuki etki ve sonuçları üzerinde durulmadığı, bilirkişi heyetinin görevi olmadığı halde, bazı önerilerde bulunulduğu ve nihayet zaten rapor tarihi itibariyle bu sürenin dolduğu gözden kaçırılarak, proje çerçevesinde 31.12.2008 tarihli tablolara göre iki yıl içinde borca batıklıktan kurtulacağının bildirildiği görülmüştür. Nitekim bilirkişi heyetinin önerilerinin davacı yanca gerçekleştirildiğine dair bilgi de dosyaya sunulmamıştır.
Ortaklara borçlar ve güncellenmeyen tablolar dikkate alındığında, davacı şirketin borca batık olup olmadığının net biçimde belirlenemediği anlaşılmaktadır. Öte yandan hiçbir somut veri ve rakamsal dayanağı bulunmayan projenin ciddi ve inandırıcı olmadığı da sabittir.
Bu durumda mahkemece davacı şirketin borca batıklık durumunun tereddüde yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi ve süreç içindeki uygulamaların projede gösterilen iyileştirme unsurlarına uygun bulunup bulunmadığı hususunda somut verilere dayalı, teknik, denetime elverişli ve detaylı bir inceleme için, dosyanın oluşturulacak uzman bir heyete tevdii ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması ve varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmek gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 21.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.