
Esas No: 2015/23928
Karar No: 2017/9176
Karar Tarihi: 25.12.2017
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/23928 Esas 2017/9176 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
... adına Av. ... ile 1-... Sig.A.Ş. adına Av. ... 2- ... 3- ... adlarına Av. ... arasındaki dava hakkında ... 1. İş Mahkemesinden verilen 08.10.2015 günlü ve 2010/1198-2015/393 sayılı hükmün, davalılar ... ve ... avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
1-Davalılardan ... hakkında verilen 1 yıldan fazla hürrriyeti bağlayıcı cezanın kesinleşmiş olması nedeniyle ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 21.02.2013 tarihli kararıyla vesayet altına alınarak...’un kendisine vasi olarak atanmış olmasına rağmen kararın vasiye tebliğ edilmediği, bunun yerine dosyaya ibraz edilen vesayet tarihinden önceki tarih olan 23.06.2009 tarihinde davalı ... tarafından verildiği anlaşılan vekaletname ile tüm tebligatların vekile yapıldığı görülmekle, Mahkemece, vasi tarafından vekile verilmiş bir vekaletname olup olmadığının araştırılması, yoksa davalının vesayet halinin devam edip etmediğinin araştırılarak devam ediyor olması halinde vasisine, kaldırılmış olmasının anlaşılması halinde kendisine usule uygun şekilde gerekçeli karar tebliğ edilerek, temyiz süresi geçtikten ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununu Geçici 3. maddesi gereğince, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra, gönderilmek üzere,
2-Davalılardan ... ve ... vekilinin eksik temyiz karar harcı ve temyiz başvuru harcı yatırdığı anlaşılmaktadır. Yukarıda belirtildiği şekilde vekile ... vasisi tarafından verilmiş bir vekaletnamenin tespiti halinde, kararı temyiz eden ve ortak avukatla temsil edilen davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı anlaşıldığından, kararı temyiz eden her bir davalı adına ayrı ayrı başvurma ve nispi temyiz harcının yatırılması gerekirken, tek harç yatırılması suretiyle temyiz harcının eksik yatırıldığı anlaşılmaktadır.
“Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununun 434. maddesi ile ilgili 25.01.1985 gün ve 5/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı hükmü gereğince, temyiz isteği, dilekçenin temyiz defterine kaydettirildiği tarihte yapılmış sayılır ve temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenir. Temyiz harç ve giderlerinin eksik ödenmiş veya hiç ödenmemiş olduğunun sonradan anlaşılmış bulunması halinde, karar veren Hâkim tarafından yedi günlük kesin süre tanınarak, bu süre içerisinde tamamlanması veya ödenmesi, aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı temyiz edene yöntemince ve yazılı olarak bildirilir. Ancak temyiz harcının mahkeme kalemince hesaplanıp temyiz edenden istendiği hâlde süresinde ödenmediği belgelendirilmiş ise temyiz isteğinin reddi gerekir.”
Davada ise, yukarıda sözü edilen yasa ve İçtihadı Birleştirme Kararı hükmüne aykırı olarak hükmü temyiz eden davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinin verildiği sırada ve yasal temyiz süresi içerisinde, her bir davalı adına ayrı ayrı nispi temyiz karar harcı ile başvuru harcı alınması gerekirken, sadece tek harç alındığı, bu haliyle gerekli harç ve giderlerin tamamının ödenmediği, anlaşılmaktadır. Böyle olunca da; Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununun anılan maddesinde öngörülen prosedür işletildikten sonra temyiz eden tüm davalılar adına başvurma ve nispi temyiz harcının yatırılmaması hâlinde temyiz harcının hangi davalı adına yatırıldığı tespit edilmeli ve adına temyiz harcı yatırılmayan davalı/davalılar yönünden temyiz dilekçesinin reddi yönüne gidilirse ilgili ek kararın davalılar vekiline tebliğ edilerek temyiz süresi geçtikten, temyizin süresinde yapıldığı sonucuna varıldığı takdirde doğrudan iade edilmek üzere, mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 25.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.