23. Hukuk Dairesi 2012/5876 E. , 2012/7569 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin 11.06.2006 tarihli genel kurul kararıyla A ve B bloklarına ait arsanın bu bloklarda konut sahibi olanların yeni kuracakları kooperatife devri hususunda karar alındığını, davalıların da aralarında bulunduğu, bu bloklarda konut sahibi olanlara konut satışı yapılırken, tapu ve sigorta masraflarının alıcılara ait olacağının kararlaştırıldığını, ... Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünce, müvekkili kooperatife, bu binalara ilişkin olarak 19.06.2008 tarihine kadar hesaplanan gecikme zammı dahil 65.811,11 TL borçlu olduğunun bildirildiğini, müvekkili kooperatifin üyesi olan davalıların SGK"ya olan borçlardan dolayı hisseleri oranında sorumlu bulunduklarını ileri sürerek, davalıların hisselerine düşen 2.803,61 TL"nin her bir davalıdan ayrı ayrı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım davalılar vekilleri, davacı kooperatifin SGK"ya borcunu ödedikten sonra müvekkillerine rücu etmesi gerektiğini, zira müvekkillerinin yeni kurulan kooperatife geçmekle artık davacı kooperatifin üyesi olmadıklarını, ayrıca davacı kooperatifin her türlü borcuna yönetim kurulu başkanı ve muhasip üye kefil olduğundan müvekkilerinin hiç bir biçimde sorumlulukları bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalılar ..., ..., ... davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı kooperatif genel kurul kararı ile sigorta borçlarından daire satın alanların sorumlu olacağı kararlaştırılmışsa da sigorta bedelinden neyin kastedildiğinin belli olmadığı, davacının belirttiği sigorta bedelinin işyeri sigortası olup işveren tarafından ödenmesi gerektiği, bu borcun davalılara yükletilemeyeceği, öte yandan davalıların konutları satın aldıkları tarihlerde talep edilen bu sigorta borcunun henüz doğmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1) Dava, davacı kooperatifin davalılara tahsis ettiği binaya ilişkin SGK prim alacağının, davalılardan hisseleri oranında tahsili istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK"nın 266/1. (1086 sayılı HUMK"nın 275. ) maddesi "Mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir" hükmünü içermektedir. Aynı Kanun"un 282. (1086 Sayılı HUMK’nın 286.) maddesinde belirtilen bilirkişinin oy ve görüşünün hakimi bağlamayacağı ve hakimin bilirkişi raporunu serbestçe takdir edeceği hükmü, HMK"nın 281. (HUMK"nın 283.) madde hükmü uyarınca bilirkişi raporunu yeter derecede kanaat verici bulmazsa bilirkişiden ek rapor ya da sözlü açıklama alabileceği veya yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırabileceği şeklinde anlaşılmalıdır. Somut olayda, mahkemece birinci bilirkişi raporu alınmasının ardından, davacı vekilinin itirazı üzerine gerek görülüp ikinci bilirkişi raporu alınması yoluna gidildikten sonra, bu rapora neden itibar edilmediği açıklanmaksızın, ikinci raporla çelişen ilk rapor benimsenerek, bu raporun hükme dayanak yapılması doğru olmamıştır.
2) Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.