Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/5268
Karar No: 2022/2018
Karar Tarihi: 17.03.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5268 Esas 2022/2018 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı şirkete borç olarak verildiği iddia edilen alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan kısmi itirazın iptali istemiyle açılan davada, İlk Derece Mahkemesi davacının takip talebine eklediği kayıtlara dayalı olarak davalı şirkete 531.428 TL borç verdiğini beyanla takip yaptığını, davalı şirketin itiraz dilekçesi ile borcun 302.878 TL olduğu kabul edildiğini, bu kısımın tahsil harcı ve vekalet ücreti ile birlikte icra dairesine yatırıldığını ve takibin kısmi olarak durduğunu belirtmiştir. Ancak davacının talep ettiği alacak miktarı 302.878 TL olarak tespit edilirken, takip tarihi öncesi davacının Kadıköy 14. Noterliği’nin 22.01.2013 tarihli ihtarnamesinin davalı tarafa 25.01.2013 tarihinde tebliği ile verilen 1 haftalık ödeme süresine göre 03.02.2013 tarihinde temerrüdün gerçekleştiği, yapılan ödeme temerrüt faizini kapsamadığından faiz miktarının tespitinin gerektiği belirtilmiş ve takip tarihi sonrası asıl alacağa faiz uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Davacının alacaklı olduğ
11. Hukuk Dairesi         2020/5268 E.  ,  2022/2018 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Samsun Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 19.06.2019 tarih ve 2016/724 E- 2019/608 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nce verilen 23.01.2020 tarih ve 2019/1478 E- 2020/198 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 15.03.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekilleri Av. ... ile Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Dr. ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili ...'ın davalı ... San. ve Tic. A.Ş.'nin ortağı olduğunu, müvekkilinin davalı şirkete 531.428,00 TL borç verdiğini, borcun geri ödenmediğini, Kadıköy 14. Noterliği’nin 22.01.2013 tarih ve 1796 yevmiye numarası ile ihtarname çekildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine Samsun 9. İcra Müdürlüğü’nün 2015/11435 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin borcun 302.878,00 TL’lik kısmını kabul ettiğini, faiz oranına ve diğer kısma itiraz etmesi nedeniyle takibin itiraz edilen kısım bakımından durduğunu iddia ederek Samsun 9. İcra Müdürlüğü’nün 2015/11435 esas sayılı dosyasına yapılan kısmi itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın % 40'ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacı asilin şirketin hissedarı ve yönetim kurulu üyesi olduğunu, 2012 yılında yapılan genel kurul ile davacının yöneticilikten alındığını, genel kurulda alınan kararların iptali için haksız ve mesnetsiz davalar ikame etmeye çalıştığını, müvekkili şirket ile gerek davacı gerekse şirkete borç veren diğer hissedarlar arasında ticari nitelikte bir ödünç alma ilişkisi bulunmadığını, bugüne kadar hiçbir ortağa verdiği borç sebebi ile faiz ödenmediğini, davacının kötü niyetli olarak şirketin iflasına sebep olmayı amaçladığını savunarak davanın reddi ile kötü niyet tazminatı istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince, davacının takip talebine eklediği ve davalı şirketin 2011 yılı detay mizanı olduğunu bildirdiği kayıtlara dayalı olarak davalı şirkete 531.428,00 TL borç verdiğinden beyanla takip yaptığı, davalı şirket tarafından itiraz dilekçesi ile borcun 302.878,00 TL olduğu kabul edilerek, bu kısmın tahsil harcı ve vekalet ücreti ile birlikte icra dairesine yatırıldığı, böylece davacının takip miktarının 302.878,00 TL'lik kısmını ispatladığı, kalan kısmın ise davalı şirketin ticari defterlerinde gözükmediği, yaptırılan her iki bilirkişi raporunda da davacının verdiği borç miktarının 302.878,00 TL olarak tespit edildiği, davacının bu miktardan daha fazla borç verdiği yönünde başkaca yazılı delil, dekont vs. sunmadığı, yemin deliline dayanılmadığı, böylece davacının davalıya verdiği borç miktarının 302.878,00 TL olarak kabulünün gerektiği, davalı taraf kabul edilen miktarı vekalet ücreti ve tahsil harcı ile birlikte itiraz süresi içerisinde icra dairesine 327.341,98TL olarak yatırmış olup itirazın da kalan kısım yönünden yapıldığı anlaşılmakla, asıl alacak yönünden iptali gereken bir miktarın bulunmadığının anlaşıldığı, her ne kadar Samsun 9. İcra Dairesi’nin 11.11.2015 tarihli kararında yatırılan kısım üzerinden takibin kısmi olarak durdurulmasına ibaresi geçmiş ise de bu hususun zuhulen karara yazıldığı, esasen bu kısmın icra dairesine yatırıldığından kalan kısım üzerinden takibin kısmi olarak durdurulması gerektiği, ancak bu durumun kalan kısım ve verilen kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığı, davacının talep ettiği alacak miktarı 302.878,00 TL olarak tespit edilmekle ve icra dairesine ödeme emrine itiraz süresi içerisinde yatırıldığı anlaşılmakla birlikte, takip tarihi öncesi davacının Kadıköy 14. Noterliği’nin 22.01.2013 tarihli ihtarnamesinin davalı tarafa 25.01.2013 tarihinde tebliği ile verilen 1 haftalık ödeme süresine göre 03.02.2013 tarihinde temerrüdün gerçekleştiğinin anlaşıldığı, yapılan ödeme temerrüt faizini kapsamadığından faiz miktarının tespitinin gerektiği, 04.12.2018 tarihli bilirkişi raporunda temerrüt tarihi ile takip tarihi arasında işlemiş faiz hesabı yapılmış ise de takip tarihinin 13.10.2015 yerine 22.10.2015 alındığı, bu yöne ilişkin maddi hatanın düzeltilerek rapordaki 294 gün sayısının 282 gün olarak tespit edilip avans faiz oranı % 10.50 üzerinden (302.878,00 TLx10.50 x 282/36000) formülü ile hesaplama yapılarak 01/01/2015-13/10/2015 dönemi faiz miktarı 24.911,71TL olarak bulunduğu, bilirkişi raporunda bulunan diğer faiz miktarları 36.082,45 TL ve 38.406,61 TL ile toplamak suretiyle temerrüt tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz miktarının 99.400,77 TL olarak hesaplandığı ve bu miktar yönünden davanın kabulü gerektiği, davalı taraf kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de, bu yönde karar verilebilmesi için davacının takip başlatmakta haksız ve kötü niyetli olması gerektiği, davada alacaklı olup olmadığının defter kayıtları ve diğer delillerle ortaya çıkarıldığı, kısmen haksızlık mevcut ise de kötü niyetli olduğuna dair kanaat verici delilin bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 99.400,77 TL işlemiş faiz alacağı hakkındaki itirazın iptali ile takibin devamına, fazla talebin reddine, asıl alacak hakkında karar verilmediğinden takip tarihi sonrası asıl alacağa faiz uygulanmasına yer olmadığına, kabul edilen miktarın % 20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi’nce, davanın, davalı şirkete borç olarak verildiği iddia edilen alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan kısmi itirazın iptaline ilişkin olduğu, İlk Derece Mahkemesi’nce taraf delillerinin usulüne uygun olarak toplandığı, değerlendirilip tartışıldığı, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık olduğu, davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği ve davalı tarafından kabul edilip icra dosyasına ödenen alacak miktarı dışında kalan kısım bakımından dayandığı mizan raporlarının ticari defterlerle doğrulanmadığı, davacı tarafça başkaca delil sunulmadığı, hüküm altına alınan faiz hesabında hatalı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, davalı şirket ortağı davacının şirkete borç olarak verdiğini iddia ettiği paranın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesi’nce davacının alacağına dayanak olarak sunduğu 2011 tarihli mizanın ne şekilde davacının eline ulaştığı, bu mizanın genel kurul kararlarında geçip geçmediği, aslının bulunup bulunmadığı, bu mizandaki imzanın/imzaların kime ait olduğu, bağlayıcılığı, genel kurula sunulup sunulmadığı, açıkça onaylanıp onaylanmadığı, genel kurullara sunulan bilanço ve mizanlar ile ticari defter ve kayıtları birlikte incelenerek davacının iddia ettiği alacağının bulunup bulunmadığı hususunda Yargıtay denetimine elverişli, açıklamalı, ayrıntılı rapor alınıp defter ve belgelerin aleyhe delil olma durumu da değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması ve bu hükme yönelen davacı istinaf isteminin Bölge Adliye Mahkemesi’nce esastan reddi yerinde görülmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 17/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi