13. Hukuk Dairesi 2016/7463 E. , 2019/5756 K.
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 16,70 TL. kalan harcın temyiz edenden alınmasına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/05/2019 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Davacı ile davalı şirket arasında (arsa sahiplerinin hisselerine düşen taşınmazlar da dahil olmak üzere) 12 villa ve 12 adet dairenin satışı hususunda Sözleşme yapılmıştır. Sözleşme gereğince davalı Şirketin edimi, Sözleşmeye konu taşınmazları tamamlanmış şekilde ve eksiksiz olarak davacıya teslim etmektir. Ancak davacının iddiasına göre davalı Şirket, Sözleşmeye konu bu daire ve villaları projesine uygun şekilde tamamlayarak davacıya teslim etmemiş, bunun üzerine binalardaki eksiklikler davacı tarafından tamamlanmıştır. Davacı, yaptığı masraflara karşılık olmak üzere 200.000,00 TL"nin tahsiline karar verilmesi talebiyle, temyize konu olan bu davayı açmıştır. Davacı, sözleşmeye konu 3 adet dairenin tapu kaydının adına tescili için de ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nde 2009/621 Esas numarası ile dava açmış, 2012/84 karar numarası ile davanın kabulüne karar verilmiş; karar, Yargıtay incelemesinden de geçerek kesinleşmiştir.
Mahkemece; davacı tarafından sunulan faturaların hiçbirisinin davacı adına tanzim edilmediği, tamamının ... Limited Şirketi adına düzenlendiği gerekçesi ile davanın esastan reddine karar verilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı T.B.K.nun 125.maddesine göre davacı, temerrüde düşen borçludan, sözleşmenin ifasını isteyebileceği gibi, tazminat talebinde de bulunabilir.
Somut olayda davacı, sözleşmenin davalı tarafından gereği gibi yerine getirilmemiş olması nedeniyle taşınmazlara yaptığı masrafları, yani maddi zararının bedelini talep etmektedir. Ancak mahkeme, yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın esastan reddine karar vermiştir.
Mahkemece, davalının edimini tam olarak yerine getirip getirmediği, eksiklik olarak yerine getirmiş ise, eksik kalan kısmın tamamlanması için ne kadar masraf yapılması gerektiği araştırılarak, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, sadece, davacı tarafından sunulan faturaların davacı adına tanzim edilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi hatalıdır. Zaten fatura, tek taraflı olarak düzenlenen bir belge olduğundan, tek başına borcun varlığını kanıtlayan kesin delil niteliğinde bir belge değildir. Bu nedenle, eğer davacı tarafından mahkemeye sunulan faturalar, davacı adına tanzim olmuş olsaydı dahi, davalının, bu fatura içeriklerini kabul etmemesi durumunda mahkemece, fatura bedellerinin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı ve faturaya konu malların taşınmazlarda fiilen kullanılıp kullanılmadığının araştırılması gerekecekti. Mahkemenin bu hususu göz ardı ederek red kararı vermesi hatalıdır.
İkinci olarak; mahkemece davanın esastan reddine karar verilmiştir. Kararın bu şekilde kesinleşmesi halinde, davacının aynı konuda davalıya karşı başka bir dava açma hakkı ortadan kalkmaktadır. Ancak, Gayrimenkul Satış Sözleşmesinin tarafı da davacıdır. Yani sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediğini, ancak davacı ileri sürebilir; dolayısıyla, dava konusu ihtilafın davacısı sadece davacı gerçek kişi olabilir. Mahkemenin ret kararından sonra adına fatura tanzim edilen Semray Limited Şirketi"nin dava açması halinde ise, bu defa, adı geçen şirketin, Sözleşmenin tarafı olmadığı gerekçesi ile davası husumet yönünden reddedilecek, dolayısıyla davacı, davasını ispatlama hakkından mahrum kalmış olacaktır.
Mahkemece, davacının ve davalının tüm delilleri toplanarak, tarafların iddia ve savunmaları dinlendikten sonra sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir. Sadece, delil olarak sunulan faturaların davacı adına tanzim edilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi hatalıdır. İlk derece mahkemesinin kararının bu nedenle bozulması gerektiği kanaatindeyim. Bu nedenle, kararın onanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.