Esas No: 2021/50
Karar No: 2022/2053
Karar Tarihi: 17.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/50 Esas 2022/2053 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, kredi kullanırken kefil olan kişinin borçlarını ödemek zorunda kaldığını ve davalı bankanın kötü niyetli davrandığını ileri sürerek menfi tespit ve icra inkar tazminatı talep etmiştir. Davalı ise davacının süresiz kredi sözleşmesine müteselsil kefil olduğunu savunarak davanın reddedilmesini istemiştir. Yapılan yargılama sonucu itirazın iptali davası bulunduğu için davacının menfi tespit davası açmasının hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle davacının talepleri reddedilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/3. maddesi
- HMK'nın 370/1. maddesi
- HMK'nın 372. maddesi
- HMK'nın 339. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nce bozmaya uyularak davanın kabulüne dair verilen 14.10.2020 tarih ve 2020/760 E. - 2020/1237 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının 17/04/2013 tarihinde kredi çekerken dava dışı ...'ın kendisine kefil olması üzerine 35.000,00 TL kredi kullandığını, davacının da kendisine kefil olan ...'a 18/04/2013 tarihinde eşinin de rızasıyla kefil olduğunu ve ...'ın 30.000,00 TL kredi kullandığını, davalı banka tarafından davacıya ihtarname gönderildiğini, ihtarnamede davacının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı taşıdığından borcun 275.000,00 TL'lik kısmı ve diğer masraflarıyla birlikte bir gün içinde ödenmesinin ihtar edildiğini, daha sonra icra takibi başlatıldığını, icra takibine itirazda bulunmaları üzerine icra takibinin durduğunu ancak davacının halen icra tehdidi altında olduğunu ileri sürerek Samsun 8. İcra Dairesi'nin 2014/8345 Esas sayılı dosyasında davacının 30.000,00 TL'lik krediden bakiye kalan borç hariç kalmak üzere borçlu olmadığının tespitine, davalı bankanın kötüniyetli olmasından dolayı %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ... hakkında Samsun 8. İcra Müdürlüğü'nün 2014/8345 Esas sayılı takip dosyasında icra takibi yapıldığını, davacının itirazı üzerine davalı banka tarafından Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/428 Esas sayılı dosyası ile 08/05/2015 tarihinde itirazın iptali davası açıldığını, davacı tarafın ise işbu davayı açtığını, davacının icra takibinin durmasına ve itirazın iptali davası açılmış olmasına rağmen menfi tespit davası açmasında hukuki yarar bulunmadığını, Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/428 E. sayılı dosyasında yapılacak yargılama ile davacının davalı bankaya borçlu olup olmadığı, borçlu olması halinde ise miktarının belirleneceğini, davacı tarafından imzalanan kredi sözleşmesinin süresiz olduğunu, kapsadığı borcun ve kefaletin de süresiz olduğunu, davacının kullanılan ve kullandırılacak olan tüm kredilerde müteselsil sıfatı ile sorumlu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, aynı olaya ilişkin Samsun Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/428 Esas sayılı itirazın iptali dosyasının bulunduğu, davanın 08/05/2015 tarihinde açılıp 2016/209 Karar numarası ile 03/03/2016 tarihinde davanın kısmen kabulü ile sonuçlandığı, işbu davada ise 13/05/2015 tarihinde harcın yatırılarak açıldığı, dolayısıyla itirazın iptali davalarında savunma olarak ileri sürülebilecek haller nedeniyle, sonradan menfi tespit davası açılmakla davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin İstinaf isteminin vekalet ücreti yönünden kabulüne, diğer İstinaf sebeplerinin ise reddine,Turhal 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/223 Esas-2017/428 Karar sayılı hükmünün kaldırılmasına, davacının davasının hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir
Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince HMK'nın 373/3. maddesi uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, alınmadığı anlaşılan 80,70 TL temyiz ilam harcı ile 397,80 TL temyiz başvuru harcının HMK 339. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde adli yardımdan yararlanan temyiz eden davacıdan alınmasına, 17/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.