23. Hukuk Dairesi 2012/5120 E. , 2012/7553 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı kooperatif ortağı olan müvekkilinin 11.02.2006 tarihli genel kurul kararıyla aidat ve faiz borçlarını ödemediği gerekçesiyle ihraç edildiğini, müvekkilinin davalı kooperatife aidat borcunun bulunmadığını, temerrüde düşürülmeden müvekkilinden faiz istenemeyeceğini, ihraca dayanak ihtarnamelerin usule uygun şekilde tebliğ edilmediğini ileri sürerek, ihraca ilişkin genel kurul kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının akçalı yükümlülüklerini yerine getirmediği, ihraç kararında bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi"nin 2007/4438 E.-2008/12785 K. sayılı ilamıyla; davacının ihtarların usulsüz tebliğ edildiği iddiası araştırılmadan hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle bozulması üzerine, mahkemece, yeniden yapılan yargılama sonunda önceki kararda direnilmesi üzerine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2011/11-139 E. 2011/235 K sayılı ilamıyla, özel daire bozma kararına uyulması gerekirken direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile direnme kararının bozulması üzerine, mahkemece yapılan yargılama sonucunda bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, 11.02.2006 tarihli genel kurulun 8. maddesinin yasal prosedüre uygun olmadığı gerekçesiyle, davacının kooperatiften ihracına ilişkin genel kurul kararının iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
İhraca dayanak ihtarnamelerin tebliği tarihinde yürürlükte bulunan Tebligat Kanunu"nun 21. maddesi, "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır şeklinde düzenlenmiş olup, Tebligat Tüzüğü"nün 28. maddesinde ise " Muhatap veya muhatap adına
Tebliğ yapabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunamama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar,ihtiyar kurulu veya meclis üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir." hükmü yer almaktadır.
Yargıtay HGK"nun 2011/11-139 E. 2011/235 K. sayılı kararından sonra, mahkemece, celp edilen tebliğ evrakının incelenmesinde, gerek birinci gerekse ikinci ihtarnamede haber verilen komşu..."nin imzadan imtina ettiği tebliğ evrakına yazılmadığı gibi imzasının da bulunmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece, bu ihtarlara dayalı olarak verilen ihraç kararının iptaline karar verilmesi gerekirken aynı sonuca yazılı gerekçelerle varılması isabetsiz ise de sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK"nın 438/son madde uyarınca değişik gerekçe ile onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibariyle doğru olan kararın değişik gerekçeyle ONANMASINA, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak olmak üzere 20.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.